Yasak. . . Ve tutuklayabilirler beni de bir gün kaçamak yazdığım şiirlerimden duvarların dibinde öpüşürken belki de saçlarının ince tellerinden hep suçtur bu lanet aşk eylül’ün adında var aslında ayrılık yaşa bakmıyorlar bu işlerde sevgili Atilla İlhan 16 yaşında tanıdı parmaklıklar ardındaki duvarların nemini gece koynuna alırken içki kokan tenimi Nazım’ın şiirlerinde buluyorum arada seni biraz Necip Fazıl katıyorlar ruhuma ilişiyor işte bir aşk sarılıyorum yazdıkça tekrara düşen sevdama ama yine de yasak sevişmeler henüz ayrılığı bilmezken sarılmalarımız vardı gülüşlerimize gözlerimin gündüze çalan kapanışlarında yassı adadan farksız yüreğini okşarken asılıyorlar şimdi yargısızca şehrin sokağında el ele tutuşan sevgililer sorsan Sokaktaki Adama şimdi mültecilerin oyunu der bu işe belki de siyasi bir çekişme yine bırakmazlar anlayacağın ilk öpüşmenin izini yazmaya Çile’de geçmez bu sözlerin hiç biri ama anlatmış Dönemeç’te bayatladığını, 1940 mevsiminin bir kadını bir de . . . ağladığını enselemekte şu sıralar annem peşimi kovalıyor yani ilk sevişmenin izini korkularım da var daha çok seni kaybetmenin sesi vicdanın işlemediği bir dünya da aykırı kabüluyüz sorgulayamadan hiçbir şeyi Nazım’ı buldum yine sıkıştırdım hemen köşelerden en bucağına tutuklarlarsa bu kez beni de ilk dizelerimi hatırla geldiler işte oysa bitmemişti daha diyeceklerim kabulümdür öpüşmeyelim ve sevişmeyelim bir asa kes bana, ihtiyar ağaç! Necip Fazıl’a kestiğinden. Nazım’ın yanına gidiyorum! *** Gökçe Üstündağ / Saklı Düşler Şubat 2013 Bay Poésie; Teşekkürler ... |