Ada vapur paytonlar, Kars'a tren kaçta kalkıyor
Şimdi çiçekler yağacak
ve Mayıs böcekleri ötecek araya sesler girecek tren düdükleri vapur sesleri va dalgalar hışırtılı bir sesle kıyıya vurup vurup köpük köpük kıyıya bir gelip bir dönecek * sen bir tren istasyonunda düşünürken geçmişi cak cek cuk * ne yapar ki çocuk * henüz inmediysen o karlı kente hele de rötarlıysa tren meraktayım ne düşüneceksin da de dü * kuşların ikisi de öldü akşam yine akşam gün döndü aramızda saat farkı sen oralarda ben burada değişmiyor dönüyor yine de çarkı dünyanın kırık nen nın nin gecikirsen merak eder çıkar kapı önüne yolda gözü tesbih eder saatleri ve sen nasıl biri olduğunu bilemedin -bilemezsin hayatta kaldıysan duasıyla o mubarek annenin akşam solar bütün çiçekler rötarlı tren ve sen kompartmanda düşünürken geçmişi çocukluğunu belki de en çok anda canda kanda bense hala orda adada paytonu çeken atların nal şıkırtılarında nur tur vur * n’olur selamımı unutma söyle annene Yüksel Nimet Apel 15/Temmuz/2012/Pazar/Bodrum |
Bu şiirde
Bu şehirde
Ölü düşlerim uyandı
Kars'ın Karlarını anımsadım görmesem de oraları Kars bana hep karları, doğal insanları vede yaşamlarını anımsattır.
Şiirin ilk dizeleri okurken bir bahar mevsiminin ılık sıcaklığını yüzümde hissettim çünkü
Şimdi çiçekler yağacak
ve Mayıs böcekleri ötecek...
fakat doğal yaşamın bizden şimdi çok uzaklarda kaldığının hüznü yok değil şimdiki günümüzün sıradanlık yaratan yayılmacı kültür etkisinden...
Bir film şeritleri gibi geçti Faytonlu, kara trenler ve vapurların hala vakur, sarsıla sarsıla yol alıp yolcu alıp getirdiği anları; ve özlem doluyum...
Şiir, özgün ve dize farklılığı göze çarpıcı geldi en azında bana öyle geldi, ki çok da şıktı şiir
Selamlarımla