MUTLU İNSANLAR
Mutlu İnsanlar
mevsimlerden yine kış,aylardan şubat ayı, güneş dönmüş dırtını,ısıtmıyor yurdumu. hak,adalet peşinde,koşuyoruz diyenler, fakir yok, fukara yok, yaygarası yapanlar. işte size manzara. belli, adam kalantor,cebinde var parası, dikiyor binaları, tek,tek mahallelere. hak,hukuk diyenler var ya? mahali belediyeler. çekmişler kamyonları inşaat mahaline, malzemeler,eşyalar taşınıyor bunlarla. gözünü aydın dostlar, hak,hukuktan yanasınız, topladığın ı vergide, benimde vardır payım, haram olsun silere,kullanmasanız hakkıyla. devam edelim, vakit öglen sonrası akşama dogru. zaman akşama dogru, kış ayazı esmekte, soguk an be an gelmekte,yaşı var yetmiş, seksen. başı öne egilmiş, belliki gölerinden, gizli yaşlar akmakta.bir ceket var üstünde, yadan kalma ve ince. utanç ve mahcubiyetten bakamadı yüzüme, eve ekme alacak, cebinde yok parası, kimse yokken yanımda, benden istedi para, işte o an yıkıldı, tüm kubbeler üstüme, gözlerimdeki yaşlar,aglattı yüregimi. girdik dükkana biz,üç ekmek aldım ona. hiç konuşmadan çıkıp, bir müddet yürüyerek yorgun ayaklarıyla kayboldu karanlıkta. yine deva edelim kaldıgımız yerden. gezmeye devam ettim, gece ayazında ben, bol ışıklı yerlerde tıkınıyor canlılar, gece ayazı ile sokaklar bürünürken soğuga, köpek sesine karışır, aglayan çocuk sesi, hızla yanımdan geçti, çokta lüks araba, ileride köşede aniden durdu hemen, açıldı yarı sessiz kapısı viranenin, ürkek bir baş gözledi, sokak köşelerini, huzur ve mutlulugun yalanını söyleyenler, kaşırken davul gibi şişen göbeklerini, yoksulluk celladına yenildi yine namus. Atilla Durukan |