KAR TANELERİKAR TANELERİ... Göklerden döne döne yağan bembeyaz karlar, Serpilen konfetiler gibi sessizce uçar. Kapatıp gözlerimi, giderim o âleme, Duygular düğümlenir, ya sevinç, ya eleme... Bu ulvî uçuşmanın sesini duyuyorum, Sessizliğin efsunlu hissini soluyorum. Uçuşup da göklerden bir tüy gibi hafifçe, Yaşlar gözünde donmuş, dillerinde bin lehçe. Ağlayıp söyleşseler, anlamayız dilinden, Çâresiz kalır insan, bir şey gelmez elinden... Tutunur birbirine korkarak kimileri, Hüzünlü, sanki batmış denizde gemileri... Ya da omuz omuza, sarmış da birbirini, Mahşere doğru giden, seven iki sevgili... Dünyada hırsı, kini görüp uyanamazlar, Yufkadır yürekleri, buna dayanamazlar. Bir kerecik sevgiyle okşanmadan başları, Yeryüzünün kirine karışır gözyaşları. Koşarlardı el ele, oysa sevinç içinde, Envâi çeşit şekil, hepsi başka biçimde... Süslemek için dağı, ağaçları, dalları, Muzipçe kapayarak, o uzayan yolları. Sanki güvercin gibi, ak ak çatıya konar, Kaybolmuş heyecanı, gözünde yaşlar donar. Hayâlleri kırılmış, küçük kalbi hislenmiş, Yere düşmeden daha, kirlenerek islenmiş. Sel olup, oluk oluk yerlerde savrulurlar, Gözleri yaşla dolu, eriyip kaybolurlar... 22 Aralık 2009 saat:12.35 Halenur Kor |
KAR TANELERİ...
Göklerden döne döne yağan bembeyaz karlar,
Serpilen konfetiler gibi sessizce uçar.
Kapatıp gözlerimi, giderim o âleme,
Duygular düğümlenir, ya sevinç, ya eleme...
Bu ulvî uçuşmanın sesini duyuyorum,
Sessizliğin efsunlu hissini soluyorum.
Uçuşup da göklerden bir tüy gibi hafifçe,
Yaşlar gözünde donmuş, dillerinde bin lehçe.
Ağlayıp söyleşseler, anlamayız dilinden,
Çâresiz kalır insan, bir şey gelmez elinden...
Tutunur birbirine korkarak kimileri,
Hüzünlü, sanki batmış denizde gemileri...
Ya da omuz omuza, sarmış da birbirini,
Mahşere doğru giden, seven iki sevgili...
Dünyada hırsı, kini görüp uyanamazlar,
Yufkadır yürekleri, buna dayanamazlar.
Bir kerecik sevgiyle okşanmadan başları,
Yeryüzünün kirine karışır gözyaşları.
Koşarlardı el ele, oysa sevinç içinde,
Envâi çeşit şekil, hepsi başka biçimde...
Süslemek için dağı, ağaçları, dalları,
Muzipçe kapayarak, o uzayan yolları.
Sanki güvercin gibi, ak ak çatıya konar,
Kaybolmuş heyecanı, gözünde yaşlar donar.
Hayâlleri kırılmış, küçük kalbi hislenmiş,
Yere düşmeden daha, kirlenerek islenmiş.
Sel olup, oluk oluk yerlerde savrulurlar,
Gözleri yaşla dolu, eriyip kaybolurlar...
22 Aralık 2009 saat:12.35
Yüreğine kalemine sağlık üstadım çok güzeldi,
Beğeni ile okudum, yüreğine kalemine sağlık
Yürek sesin hiç susmasın..... Saygılar