Kurt ile KuzuPek şirin bir kuzucuk Belli... safca azıcık Demiş ki şu işe bak Hava nasıl da sıcak Hemen inip de çaya İçeyim doya doya Birkaç tecik aşmış Sürüden uzaklaşmış Berrak hem de serince Akan suya erince Dünyalar onun olmuş İçi sevinçle dolmuş Büyük bir iştah ile Dalmış hemen sebile Bir iki yudum almış Sonra da donup kalmış Zira biraz yukarda Kocaman bir kurt var da Çatılmış kaşlar ile Sıkılmış dişler ile Başını biraz eğer Ona bakarmış meğer... Çok geçmeden aradan Seslenmiş yukarıdan; Haylazı andırırsın Suyu bulandırırsın... Kuzu ürkek bir sesle Ve kısık bir nefesle Demiş; ama efendim Suyu kirlenen bendim Çünkü her hal-u karda Su aşağı akar da Ne edersem edeyim Bulandıramam beyim Senin suyunu inan Burdan su içmeyinen... Benim işim pek yoğun Deyip de kuzucuğun Kesmiş sesini hemen Zaten yaptın amma sen Bunu geçen senede Ben afettim gene de Diye bağlamış sözü Belli ki dönmüş gözü Kuzucuk can havliyle En yumuşak diliyle Ben baharda doğmuşum Geçen sene yokmuşum İfademi duyunuz Hak-hukuka uyunuz Demiş amma nafile Saldırmış hışım ile Kurt zavallı kuzuya Hazzını duya duya Hem körpecik bir etin Hem insafsız kudretin... Sonra bakıp da posta Erişmek için kasta Demiş; su mu bahane Güçlü olmak şahane... Ne mi olmuş bu kurda? Düzde yahut çukurda Bir gün aciz kalmıştır Ettiğini bulmuştur... Veli BOSTANCI |