Ankara'mın Taşıdüşünüyorum değirmentaşı inceliğinde unufak olmayı, hava olmayı, ekmek olmayı ölümlerin yok olası kadar düşünüyorum düşünemiyorum düşüncesiz ölümleri haykırıyordu karanlığın ortasından, iyiyim ölümün önüne savrulmuş bir kalem ve/veya maskeleri düşürmüş öpüşün acısıyla kavrulamadan ışıldaklarla astılar bir sabaha bütününden daha az görünen gözleri ve/veya koşuşturan döngü ardında durmuş olmasın ihanet yağmurlar şimdi de boşanıyor, su çürüyor ankaranın taşı bile eriyor iyi misin diyemiyorum koca adam ellerim titriyor… |
özleyerek : ) vallahhh...