GÖZ YAŞIYLA YIKANAN ŞİİR !..Biliyor musunuz, Bizim hiç oyuncağımız olmadı. Öyle, parayla satın alınan ! Karpuz kabuğundan araba yapardık, Günebakan dalından at. Binerdik üstüne, Tepemize binen yokluğa inat ! Öylesine gerçektiler ki… Hala kulaklarımızdadır, Eksoz ve kişneme sesleri. Bir de, Yüzlerindeki alaylı gülümsemelerle Bize bakan kalburüstü çocukların Çikolata kokan nefesleri… … Tatlısu çocuğuyduk biz ! Denizimizde olmadı ı ı ı ı, Güneş kremimizde. Yanıktır bu yüzden Sırtımız da, Sesimiz de, Yüreğimiz de… Derelerimiz vardı bizim. İçinde ördekler yüzerken salınan. Yatık söğüt ağaçlarının, Üzerine çıkıp atlayarak, Dibine ancak öyle dalınan. Su kaçtığında genzimize, Öksürmeden yuttuğumuz, Asırlık çınarlarının altında, Şırıltısıyla, Hayallerimiz uyuttuğumuz !... … Aydınlıktı gökyüzümüz. Sanayi artığı değildi bulutlarımız. Mahallemizin üstünü, Hiçbir zaman duman kaplamazdı. Ejderha ağızlı bacalar, Pis nefesini, Şimdiki gibi, Böğrümüze saplamazdı. Sadece, Yağmurdan sonra sis basardı ara sıra. O da bahar aylarında. Kışın Bambaşkaydı tadı. Ocak başında kavrulan kestanelerin de, İsli çaydanlıkta demlenen çayların da… Göze mi gelmiştik ? Nazar mı değmişti ? Ne olmuşsa olmuştu. Bir gün ikindi vakti okul dönüşü, Evimizin önünde Anlamsız bir kalabalık karşılamıştı bizi… Sevimsiz ve de büyük. Sonuç alamadan Direnç ve çabamızdan İlk ve son kez omuzlar üzerine kaldırıp Helal ederek olmayan haklarını Ayırmıştı bizi o kalabalık. Şehri, Bir kez askerdeyken gören Cefakar babamızdan. Yerine Bir ev içi feryat Yarım kazan sıcak su Ve omuzlar dolusu yük bırakarak !... O babam ki; Vatana sadakatini Çoktan ispatlamıştı Askerdeyken bir gözünü alan mermiyi Madalya niyetine Daima göğsüne takarak !... … O gün bu gündür kalabalıkları hiç sevmem ! İlk şiirimi kendisi için yazdığım babamın Ölümünün ertesi gününü hatırlatır bana… Engel olamam Boğazımda düğümlenen hıçkırığa Çünkü O gün bıraktırmışlardı bana okulu Dayılanmama rağmen Dayılarım… “Bir ders vermek lazım bu kıçıkırığa” Diyerek… Ve elim İlk o gün yapışmıştı kara sabana. Sürdüğüm her karış toprağa Duygularımı ekerek Göz yaşlarımla sulayıp Üstüne sürgü çekerek Şiir olup yeşermelerini bekledim yıllarca… Ellerim koynumda Baş uçlarına çökerek !... … İşte bu yüzden Ben ve benim gibilerin Yani bizlerin Büyüttüğü şiirler Stüdyolarda değil Hislerine tercüman olduğumuz Yüreklerde ses bulur Paylaştığımız dertleri Demlenirken gecenin zifir karanlığında Düşer dillerine mısralarımız Adeta Kayan bir yıldız olur… Onuncuköylü İsmail SIKICIKOĞLU Savaştepe/Balıkesir K.S |
bir kez daha okumalıyım demiştim burada kısmetmiş. çok anlamlı çok güzel bir anlatım kutladım.