Bir hayat kervanının Ölüme en çok yakışan acemi ip cambazıyım.
Hayatla ölümün kesiştiği ince hattın tam ortasındayım .



Ölüm kokuyor yalnızlığım .
Bedenime sinmiş ,ruhuma haczetmiş kokusu.
Simsiyah,Korkunçluğa gebedir gölgesi.
Karşısında
Biraz Sadi, biraz ödletçedir halim.

Ölüm kokuyor hayallerim ,
Bedenime sinmiş sevdan,ruhuma haczetmiş kokusu
Ateş_fam’dır rengi
Biraz kırgın biraz da sitemliyim kaderin karşısında.



Zamansız itelendiğim bir ucurumun kenarına
Yine Zamansız ,yalnızlığın dibini boyladım.
Düşmeden,kucakladım ölümü kollarımda. Yalnızım,
Sersefil viraneyim ,ucurumun en kenarında
Kadere kan kusuyorum yaban yalnızlığımda.


Avazımı
Bir ben bir dağlar işitiiyor
Öksüz kalmış kırlangıçlar
Bir de bana benzeyen ,yağmuru bekleyen Gelincikler.
Tutunmak istediğim ne varsa,tutamıyorum ...
Kadrim hiç birşeye yetmiyor ,tek başıma.

Gelmiyorsun ,,
Ne ellerin uzanıyor kahpe yalnızlığıma
Ne silebiliyor ellerin ,yanaklarımı eriten gozyaşlarımı.
Ne de içimdeki kor küle dönüyor zamanı içine alan bu yalın, karmaşada.


Kefene sarımadılar
Tabuta konmadım
Toprak sinmedi
Çürümedi henüz Bedenim
Ben Hergün yokluğuunn Girdabında
Mezara girmeden
zaten
Ölüyorum ,Sevdiğim
Gel ,
Sorgusuzca, düşünmeden ...
Gel
Sonumuzu gözealmadan
Gir yeniden ,yokluğunda bahşettiğin, ışıksızbu Dünyam’a
Beni bir tek sen,döndürebilirsin bu kahpe hayata.
Umutlarımın adı Güneş ’ti bir zamanlar
Parıltısız güneşimizi geri getir dünyamıza,yeniden
Gelişinle gelsin herşey,
SEN BU KEZ yeter ki GELL.


Zaman öyle tez geçiyor ki sevdiğim ,
Büyüyorum ...
Daha çok Büyümeden Gel Yarınlarıma.
Bir yanım hala çocuk ki sevdiğim .
Gülerken
Bir yanağımda hala çocuksu gamze açarken
Bir gözümde hala çocuksu masum bakış ışıldarken
Gel,
Solan Gözlerim eskisi gibi baksın ,Kurumuş yureğim eskisi gibi atsın
Avuçlarımda hala güllerin kokarken Gel Aşkım .

Doğum yılım : 2009