Baba...
Sensizlik bağrımda, yanan kor,
yokluğun dinmeyen sancı, Sensiz geçen yılların, hesabını kim tutabilir, Hangi Kalem yazabilir. hangi hekim acımı, Çekilir hale getirebilir, geçiyor işte... bir şekil de, Günler geçiyor, Aylar geçiyor, Yıllar geçiyor, sanki asırlar geçiyor. Yokluğun dağ gibi uçurum, düşe kalka geçiyor ömrüm... .yokluğuna alışamadım baba... Sen gidince, erken büyüdüm. Çocukluğumu, hayallerimi, Seninle, senin yanına gömdüm. Dünyanın kahrını sırtıma vurdum. Dağ gibi bir umuda dimdik durdum. Acıyı damla damla, zerk etti de yüreğime, yüzümü güldürmedi öksüzlüğüm. Koskoca bir yalnızlığı, her gece ağlayarak taşıdım. bir başıma kimsesiz, bir başıma yetersiz, Kimi zaman gayesiz, Kimi zaman ruhsuz, yürüdüm bu yetimlik çölünü... Kimi vakit bir selama değmedim, Kimi zaman bir lira etmedim, Ama Yolundan, senin izinden çıkmadım baba... namerde boyun eğmedim baba... Gel gör ki, Geçti, Yıllar geçti. Ömür geçti. Yoruldum, çok yoruldum baba, Başımda ki saç ağardı. Solumda yürek daraldı. Aldığım nefes yordu, yokluğunda çok yoruldum baba... çok yoruldum. Celal Şahbaz (yorgunkalem) |
Çocukluğumu, hayallerimi,
Seninle, senin yanına gömdüm.
Dünyanın kahrını sırtıma vurdum.
Dağ gibi bir umuda dimdik durdum.
Mekanları cennet olsun inş. :(( baba bir karlı dağ o devrilince ezilmemek mümkün değil :( ahh! 87 yılında kaybettim bende babacığımı.duyarlı vefalı yüreğinize sağlık. Allah sabırlar versin saygımla.