[ kalin ][ italik ] Rüyalarımız,hayallerimiz yoktu ki bizim..
Rüyalarımız,hayallerimiz yoktu ki bizim
anlık yaşardık çelik çomak beş taş,körebeyi sokalarda parklarda değil dağlarda oynardık bir küser bir barışırdık temmuz sıcağında yalın ayak başı kabak.. subat soğuğunda delik papuçlarımız ince kazaklarımız vardı güneş yanığı tenlerimiz dudaklarımızda şalça lekesi giysilerimiz toz toprak birde kirden kararan ellerimiz vardı.... çabuk kırılan yanlarımız tez iyileşen yaralarımız vardı arefe gecelerinede çok değil senede iki kere yeni papuçlara, elbislere çok sevinmelermiz aşiyanlarımız, kurbağalı derelerimiz mantar topladığımız ormanlarımız gündüz içinde oynadığımız gece olunca ürperdiğimiz mezarlıklarımız vardı masal anlatan dedelerimiz ninelerimiz vardı birde her daim yorgun anne babalarımız.. Rüyalarımız,hayallerimiz yok tu ki bizim anlık yaşardık gaz lambasında ısınan yüreklerimiz çam odunuyla ısınan bedenlerimiz vardı bilmekten bıkmadığımız bilmecelerimiz dinlemekten bıkmadığımız masallarımız.... ’anarşıt’ haberleri her gün değişen dolar fiyatına şaşmalarımız babalarımızı mazot kuyruğuna göndermelerimiz vardı.. ihtilal kuşağı çocuklarıydık biz şimdi özlemle anacağımızı bilmediğimiz doya doya yaşadığımız çocukluğumuz vardı...necati |