Kefensiz Gömülüyor Yurdumun ÇiçekleriŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dediler ki!
Hayallerin düşük yaptı Ölü doğdu umutların! Barış Çiçek
Birbirinden bağımsız iki yol seğiriyor gözlerimin yalancı ovası
Biri umutsuzluğa, diğeri derin bir uçuruma açılıyor Ben yolun başındayım henüz Haykıramadığım k/ayıp düşüncelerim var Ve s/akladığım hayallerim var küçük bir çocuğun gözlerinde Siz Uçkuru bozuk düzenin maskeli insancıkları Gördünüz mü bir kıyı boyunca dağıtılan onurunuzu? Ben gördüm kızıldı rengi Yıllanmış şarap gibi keskin Kokusu zakkumu arındıran bir şiir demliyorum Kar yanığı çatlak dudaklarımda Ve cüzzamlı küfürler biriktiriyorum Tarihi silik yitik alfabemde Sahi Siz anadilde ıslık çalmayı bilmiyordunuz değil mi? Çok iyi bilirdiniz oysa umut çalmayı Zulasında namussuzluk stoklayan pezevenkler Kanlı elleriyle kirletirken on beşlik sübyanı Kefaretine kan istendi baba denilen şerefsizden Sarıldı o ibliste on dörtlük tabancasına Duydunuz mu? Küçük kız çocuğunun kaç yerinden vurulduğunu Nehirlerinden kan akarken uygarlığın Namussuzluk çatısı altında kefensiz gömülüyor yurdumun çiçekleri Ne idüğü belirsiz bir türkü de hayat buluyor şimdi Mezopotamya Diyor ki! “””Göğsümün kafesinden kalktı azat oldu göçtü gitti Beyaz güvercin gibi barış için uçup gitti Ah haber vermedi. kimse bilmez nere gitti. Yüreğimi yaktı bir ateş olup uçtu gitti. Ben haberini almadım. Aklım başımdan göçüp gitti. “”” |
öncelikle yazan ruha alkışlarım sonrasında şiire nefes olana tebriklerimle
kızıl bir beyruttur amed kaldırımları
zira her yer aslında insan
bunu ayırt edemeyen varlıklara bir dolu şarapnel parçalar delsin göğüslerinin soykırım iğrençliğini...
isteyen isteyen dilde konuşmalı
isteyen yüreğinin abdestini istediği gibi ifşa etmeli..
toprak bir tek olanındır halbuki...