Başa bela olurken her cehalet
Yalan ve hiddet ile bir dehalet

Gama batmış değildim
Günü hükmü ile yaşayıp eğildim

Üç otuz artış
Yüzde seksen beş fiyatlara zam
Yarın
Artan emekli maaşları gazetenizde…

Limon sıktılar
Keyfim kaçtı

Kim ödeyecekti
Bozulan gönlümün faturasını?

Sevgili kırgın, tadım kalmadı
Yeni vergilerle, tuzum kalmadı
Yar yüzünde sivilce varmış
Beklentim boşa çıktı, gönlüm kalmadı.

Terör dediler gazi olduk
Yol dediler, trafik dediler; niyazi olduk
Memur emeklisi dediler, sarardık solduk
Yürümeyle sokak aşınmazdı
Eylemlere bol bolduk
Pusula uzattık, faturası çıktı

Hesabım var
Karışık dolaşık
Hesapsızlıktan kabarık
Ödemeler yanında alacaklarıyla yol aşık

Değildir tam amaç gönence yürüme
Ahlak diye diye, ahlaksızca çürüme

Maksat hasıl olmadıkça iş bürüre
Bahane vasıl olur engeldir yürüre

Talan olur, enflasyondan
Yalan olur, devalüasyondan
Yönetemez olur, koalisyondan
Görülürle sorulur hesabım benim

İşi tıkırında
Mışıl mışıl uyumuş
Gözaltı torbalı
Karnı çorbalı
Gene rehaveti var
Kondisyondan
Birin gider, bin bir gelirler
Edisyondan
Bir utanır, bir rezil
Pozisyondan

Ben acınırım da ben yanmam benden
Benim yanmam sen nedenden
Ben öderim de
Bozulan gönlümün faturası kimden?

04.01.2013

Dehalet: sığınmak, aman dilemek, medet, yardım isteyiş
Bürüre: Asıl olması gerekeni söyleyerek, izin onayını alışla, eğri olanı yapıp; asıl olacakla eğriyi meşrulaştırmak. Meşru olanı paravan kılmak. Asıl olanı saklayıp kılıflamak. Olması gerekeni sürüncemeye bırakmak. Bürümek,
Yürüre: Yürürde (cari) olana. Meşru olana. Üzerinde genelin mutabakatı olan şeye.