Sıkıntılı bir serserilik beni dertlendirir Sonra dünyanın zemin katından yürür gider
Âşıkane bir mülakat nerden aklıma düştü kim bilir Dolaştım dün gece Galatayı şöyle bir Eski dostlar yoktu yerinde Sokaklar kapkara evlerde kasvet kokusu var Berhava edilmiş anılar
Buralarda bencillik haddin sınırını aştığı zaman İnsaf kuralları ihlal edildiğine inanılırdı Böyle hoyrat, böyle bedbin değildik eskiden Beşeri ihtiraslardan uzaklaşmışken İstemiyorum mazinin mefahirini kelimeleştirmek “Pardon! Anlamadım?” diyor kenardan biri Hay Allah! Özür dilerim! İçimi denize döküp gideceğim
Ne vakit saçlarım yosun koksa Ruhumda sesler korusu kendi kendinle konuşur Herkesin bildiği, kimsenin söylemediği şeyleri Rica ederim İsteyen üstüne alabilir
Ne vakit elime bir kalem alsam Kozasının içinde bunalan kelebek gibi yüreğim çıldırıyor Bir kuşkunun on çeşit yorumu var Artık ulaşmak zor insandaki gize Kimi umar, kimi umarsız İnsafa giden yolun hepsi uçurum
İnsan yaşamı denen bu yolculukta egoyuda yanımızda sürüdük Birbirine benzetmeye çalıştık Veya benzemeyeni öteliyor, ötekileştiriyoruz Şayet ilimi bilgiye, öfkeyi sükunete, nefreti muhabbete çevirebilsek Bu dünya çok daha çabuk dönüyor olurdu
Ah bu hayat, bu diyar, ne çok kaygı, ne çok çelişki var Yüreğimizde bir kuş gibi çırpınıyor vicdan özlemi Hiç kitabı olmayan bir kütüphane gibiyiz Bize neci desinler? Bilinçsiz bir yığın haline geldik Ne biçim hayat! Aynı soruyu asla bir daha sormaz Ne biçim insanlar, telef oldular birbirinin merakından Sen ey bakmayı seven göz, anlamazmı bu evren Herkes adamakıllı zıvanadan çıktı
Gayrı bukalemunlar gibi ruh haline göre renk değiştirir olduk Ne güvendik de güvenilir olduk Demek kavlimiz rüzgârın uğultusundan daha manasızmış Sandığımızdan çok daha zeki asil ve aziz bir milletiz Dese de şair Döndür başını bir bak yanlışlıkla! Bize, oraya buraya sızlanarak, üşengeç yaşamaya alıştırmışlar Ruhumuzun berhanesinde bizden habersiz bir alay beleşçi var İdraklere deli gömleğimi giydirdiler acep? Alın terinin manasını unuttuk
Yani diyeceğim o ki Ego çok yaman bir öğretmedir Başlangıçta sevimli, alçak gönüllüdür sinsi sinsi içimize sızan Öyle azılı öyle amansız bir hal takınır ki Kendisini eleştirmemize bile izin vermez bizim
Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi kalp sesi! Kalbi dinlemediğimiz sürece Ego vıdı vıdı konuştukça sağduyunun sesi duyulmaz Ve kalbimiz bir köşede unuttuk Eee, kendimize olan güvenimiz azaldıkça başkalarınada güvenmemeye başlarız İşte işin acı tarafı bunların farkına bile varmadık Ki, kimi zaman huzursuzluktan yakındık Ha çoğu zaman sahte mutluluklarla avunduk
Ey sen (bey)hude düşsever beş(er) Bak bil ki, fikrin görevi eğilmek değil San ki aslımızdan kopup beyin köleliğini yeğledik Peki, bu biz miyiz? Hayır! Çok konuşulmuş cetlerimiz ile ilgili Neler düşündüklerini, neler tavsiye ettiklerini Şimdi kim bilir kaç yerde, kaç insan bilincinde Belki evet Belki hayır Lakin Bozuldu nesillerin amalgamı Bütün bilgisi imha edilen İstikbalden koparılıp atılan bedbaht bir millet halindeyiz Binbir maksatlı efsun damarlarımıza zerk edilmiş En büyük mülkiyetimiz Alınyazısı iki kelimede düğümlenir Aldanmak ve aldatmak Hepi topu budur olduğu olacağı
Endişemi mazur görünüz Evrensel kader addediyorum Yazdığım her mısra benimde dilimi kesti Keşke vehimlerim sevdiklerimin işine yarasa
Sen ölüm, sen hayat Hey gidi yaşanası güzelim dünya hey! Uzaktan görünüşü çekici İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı Bağrı taşlarla dolu bir toprak parçası Bir uçtan bir uca Karınca yuvaları ve ayak izleriyle süslüdür Kar yağar üşür, Güneş vurur kavrulur Bittiği yer ya cennet ya cehennemdir Ondan ötesi için hiç bir fikrim yok Her yerde var olan Tanrı! Islah etsin bizi!
Uzun lafın kısası Hatalarım cehaletimden Bencil olmadığıma eminim emin olmasına Can kurban insanın erdemlisine, yufkasına Ne zaman erdemli bir insan tanısam İnsanlığımdan utanırım!
KAYIP YALDIZ
Sırtını yalnızlığa verip denize bakmayı seven Hayata şiirler yazıp içine aşk ekleyecek kadar da korkarım haysiyetsiz yaşamaktan Öyle bir şey işte feraset ile kol kola oluşum Keşke deyişim için değil, suskunluğum için kızsalardı bana
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne Vakit Ay Denize Düşer şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ne Vakit Ay Denize Düşer şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sen ölüm, sen hayat Hey gidi yaşanası güzelim dünya hey! Uzaktan görünüşü çekici İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı Bağrı taşlarla dolu bir toprak parçası Bir uçtan bir uca Karınca yuvaları ve ayak izleriyle süslüdür Kar yağar üşür, Güneş vurur kavrulur Bittiği yer ya cennet ya cehennemdir Ondan ötesi için hiç bir fikrim yok Her yerde var olan Tanrı! Islah etsin bizi!
Uzun lafın kısası Hatalarım cehaletimden Bencil olmadığıma eminim emin olmasına Can kurban insanın erdemlisine, yufkasına Ne zaman erdemli bir insan tanısam İnsanlığımdan utanırım!
KAYIP YALDIZ
Yüreğine kalemine sağlık hocam beğeni ile okudum yüreğin hiç susmasın... Haz aldım okurken........ Saygılar selamlar
Saygılarımla........