Erzurum Çarşı Pazar
Erzurum Çarşı Pazar
Yitik sevdaların türküsü söylenirken Titrer Erzurum hüzünden, hasretten Ağarırken mor dağların başları Ağarırken Palandöken Sislenir dümdüz ova Susar yeşile dair ne varsa Susar bir elif miktarı Sona erer Atabarı Bir türkü çalarım sazımla Susan yeşile serenat Erzurum çarşı pazar İçimde kor ataş var Gönlümde yanan sensin Kıvrım kıvrım tüten ömrümdür Ölsem bile kahrımdan Öyle ya ne yazar Umurunda mı senin vefasız yar Yağan kar Yanan yüreğim Çığ düşsün yollarına Seni de yaksın bir nazar Mumcuda mum tutmuş bir âşık Donmuş elinde karanfiller Bir çocuk nefesiyle adını yazar havaya Güler haline bir başkası Yürür âşık başıbozuk ayaz gibi Erzincankapı’da çay içer Dadaşta otobüs bekler Çaykarada dolmuş Elinde kırağı vurmuş karanfiller Ayazdan değil İhanetten solmuş O mu kim? Adı mühim değil, boş ver… Erzurum çarşı pazar Ben müflis esnaf gibiyim Kime halimi açsam Kimse döksem derdimi Daha ağzımdan çıkmadan donar kelimeler Kar, kor olur avuçlarımda Aşk gibi Sevda gibi Yakar düştüğü yeri Ama sen bilmezsin Sen kibrit gibi tutuşturur Körük gibi harlar Sonra çekip gidersin Sen bu şehri terk etsen de Çekip gitsen de sıcak memleketlere Ben yine buradayım Yine Çaykarada dolmuş bekliyorum Dolmuş ta seni Bir nokta koydum şimdi Şu buz tutan zamana Erirse ben de eririm azar azar Elimde kırağı vurmuş karanfiller Dilimde sözleri donmuş o türkü Erzurum çarşı pazar Nazın ölsün ey yar 03.01.202/ 15:00 / Çorum |