GERÇEĞİN BAŞROLÜ
Birgün bir düş kurarsam eğer,
Acayip insanlara rol vereceğim; Mahzun yüzlerle beyaz perdeler, Gücenmiş bir yaşamın ortasına dikilmiş İflah olmaz serseriler de olacak... Görkemli ama köpükten tahtlar olacak yine Sahipleri tüm yapmacıklığıyla vücutlarının Dolduracaklar porselen ciğerlerine havayı, Bir çocuk haykırmayacak bu defa Çıplaklığını kralın... Birgün bir düş kurarsam eğer Sahipsiz hiç bir ölüm olmayacak... Ablukayı delip geçen bir yığınla; İnce belli bardağı özdeş olacak diğerlerinin... Hiç bir yaradılış yadsınmayacak; Hiç bir ilişiği kalmayacak yeryüzünün acılarla... Bir gün bir düş kurarsam eğer Meteliğe kurşun atacağım ben yine, Bu kez vebali kalmayacak ama hayatın... Açlığı talan edip, güneşe hamile Sonsuz kadar filinta doğuracak analar... Bir gün bir düş kurarsam eğer Örselenmiş bir çocuğu yerden kaldırıp, Salyasını omuzuna silen bir soylu yaşayacak... Sinsi oyunlarda ebe olmayacak simalar, Katran geceler kendini paralayacak yaşanmazlığından... Alnı güneşten bozarmayacak insanımın... Bir gün bir düş kurarsam eğer Sen hep aynı yaşında kalacaksın... Vakit pilini yitirmekten kızgın, Ay gözlerinin gölgesinden küskün... Sınanmış bir sevi doğacak günümüze, Gözlerimizi içeceğiz şatosunda karanlığın, Ve ne zaman istersek, O zaman koyacağız soluğun noktasını... Bir gün bir düş kurarsam eğer, SEN OYNAYACAKSIN BAŞROLÜNÜ GERÇEĞİN... |