AYNA MI TUTULMUŞTU GÜNEŞE
Sanal mıydı dersin, gördüğüm ışık
Ayna mı tutulmuştu güneşe? Rüyâların hiçliğinde savrulan hayaller gibi söndü mü? UMUT, Umudun bittiği yerde mi başlar "UNUT" (.....) Yaşanmamışlıklar bile hatırlanırken hiçlikte; Kör kurşun gibi kalbe düşen "UNUT" unutulur mu? Ne hatırası silinir izi düşenin; Ne de duyguların diline gem vurulur En uzun cümleler suskunlukta kurulur Okunur sayfa-sayfa, çözülür de alfabe... Kalbe ulaşmayan sesler; Tiz bir gürültüden öte değildir... Yüreğe düşünce "cemre" kanatlanır duygular Ruhu coşturan ahenk; ışığın orkestrası... Resmeder hissiyatı ışık kesişmeleri Hayatın tüm renkleri nakışlanır gözlerde; Bulutlar geri durur gölge etmez güneşe ... Belirsizlik, kör bir kuyu... Umutsuzluk, tükenişin kabulü, Oysa düştüğü yerden filizlenir umut! Zor olsa da bulunur çözümü, her düğümün, Varılır hedefe; Köklenmiş ise yürekte inanç! Azim.. Kararlılık... Soruların cevabı; Sis bulutlarının derinliğinde kalsa da, saklı; Okunur sırlar hece- hece; Seher vakti düşen çiy tanelerinde... Her illetin devâsı "çiçek" özlerinde... ... Gül’ü dikeniyle sever mâşuk, yırtsa da bağrını... Memnundur hâlinden bülbül; hüsran olsa da sonu! O hep, içindeki aydınlığı yaşar; Karanlığa gömülse de, kâinat... *** Muhabbettir bülbüle bağrını delen, diken! Kanatarak kalbini, içine sevgi eken... Zehir olsa içilir sevgilinin elinden! Ecel; vuslat bülbüle, gelecekse gülünden... Bülbülü "Bülbül" yapan vefâsı, çilesidir! ... Solsa da baş eğmeyen, güllerin alâsıdır... * Vuslatın reçetesi, engelleri aşmaktır! Asfaltı geçmek değil, sarp yolları aşmaktır... 20 ARALIK 2012 /Metanet Yazıcı |