SEYR-İ ÂLEM GÖZLERiN (I)
Zümrüt müdür gözlerin, ışıl ışıl işlenmiş
Ay gibi, yıldız gibi mehtapla gümüşlenmiş Tutunsam da ferine, şavkında sabahlasam Alazında kavrulup, gölgende ferahlasam Simli bir sedef taşı, titrek terli şüheda Nazlı nazenin nurlu, bitmek bilmez o eda Gül sineme işledi bade sunan bakışlar, Mahkûmu etti beni parıldayan nakışlar. Nehir midir gözlerin, dalga dalga tozarsın Islanmış yüreğime, kuytulardan sızarsın Yusuf’u çeken bakraç, hicabından pay olur Dağdan inen dereler; helâk olur, zay’olur Bin yıllık buz kütlesi gülüşünle ışınır Tane tane ufalıp, yamacına taşınır Suların engininde tutuklayan o gözler, Dalgasıyla ruhumu tetikleyen o gözler. Dere midir gözlerin, gürül gürül çağlarsın İnsanlık alemine ab-ı hayat sağlarsın Yamacına yaslanıp yosununda paslansam Süzüm süzüm süzülen, serininde ıslansam Kum olsam çakıl olsam, kıvrımlı yatağında Su içsem kana kana, doyulmaz yutağında Düğüm düğüm dolanıp ezgi döken o gözler, Sızım sızım sızlayıp boyun büken o gözler. Alev midir gözlerin, harıl harıl yakarsın Bir bakışta ufkumun kalesini yıkarsın Çırpınırım çaresiz, çehreni bana dönsen Her şeyine razıyım, yeter ki bana dön! Sen Kuşattı hararetin, sarmaladı ahımı Yanmışım, yıkılmışım duy artık eyvahımı Kandiller ışığında yol gösteren o gözler, Alaflı bakışıyla kor estiren o gözler. Şarkı mıdır gözlerin, yanık yanık ağlatan Yunuslara yazdırıp ozanlara söyleten Bestekârı kandırıp nota nota dizdiren Müzisyeni kızdırıp akordunu bozduran Gitarın tellerine gül deren, güller seren Sesine nefeslenip can veren canlar veren Keskin bıçaklar gibi yaralayan o gözler, Dert üstüne dertleri sıralayan o gözler. Kitap mıdır gözlerin, satır satır muhteva Okunsa iki mısra, hastalar bulur deva Nice cümle cahili âlim eder şah eder Cemalini görmeyen; ahlar eder, vah eder Kitabende bir yazgı bana da yazılsaydı Bir gün yaşayıp senle, mezarım kazılsaydı Yabani ve korkulu, ürkek bakan o gözler, Semânın rayhasından gönle akan o gözler. Şiir midir gözlerin, satır satır bezenmiş Belli ki yazan kalem, özenmiş çok özenmiş Hece hece dizilmiş, aruz beyit döşenmiş Kanatlanan imgeler, lale sümbül kuşanmış O gözler ki Mecnun’u çöllere düşürmüştür O gözler ki Kerem’e dağları aşırmıştır Aklımı baştan alıp sayıklatan o gözler, Beni benden çalarak, tutuklatan o gözler. Kale midir gözlerin, sıra sıra neferler Ne mümkün düzenlensin anlı şanlı seferler Yaşama çizgi çekip surlarında asılsam Lime lime doğranıp ateşinde yakılsam Söyle geçer mi? Heyhat! Söyle ey soylu kale Bende ki bu yangınlar, bende ki bin bir çile Gül sineme işledi bade sunan bakışlar, Mahkûmu etti beni parıldayan nakışlar. Aşkın Ummanı/Ahmet EROĞLU® |