Taşın İnciyi Kırma Meseli
.
Yaptıklarımızın bizi rehin alması ne kadar da adil taşın inciyi kırmasına şaşırmaması bilgenin ve kanın pompalanması gibi damara neyi olumlayıp sunacak olsa altından bir ölçekle kalbimiz tam tersini güçlendirecek bir şeyler oluyor olacak da Buğday başağı gibi dağılıyoruz her yere Ken’an’dan kardeşimiz gelir ve kisrası eğilir belki umut ülkesinin belki imana gelir göğsümüzde çatlayan bu nehir ve bed duası tutmaz abdal bir gezginin Çünkü olağandır her ânın tehlikelerle dolu geçmesi hayatta fırsatlar doğurması kıyamın belki korkumuz azalır karanlık yanlarından su perilerinin İyiler… Yeni çıtlar çıkarır daima içlerine dönük içine dönük de çoğalmaktadır bazı şeyler sevgilim demir öylece bükülür kor ateşler kalbi sarınca, tutuşunca güz… Söylenecek söz dilde durmaz tel tel dökülür Dönmesem! Dönmesem hiç bir gidişten sevgilim Sana doğru gitmek bu benzemiyor gitmenin kendisine içimizde yığınla gitmek arzusu yer değiştiriyor güneş, incecik bir kavisle yüzlerce kez doğuyuz üstelik tek kelime söylemeden yıllarca susmak kolayken bir merhabayla gürültülüyüz Yoksa anılarımız göz göze değilse muhabbet, sesimiz ağrılıysa ma’dem selamdan daha değerli bir şeyimiz yok ey sevgili ey iyilik ve güzellik birbirimizi sevebilmek için, hiç bir menfaatimiz de yok . |