AŞKIN AŞİL TENDONUAyak bileklerini ısıran, bir dudak kadar günâhkar Dişlerinin meşkinde salınır, delice aşk! Ve gümbürtüsünde, kızıla yatmış ten havzanın Damarlarında ki kandır, ılgıt ılgıt akıp duran An’dır ıslanmaya gelen, göğsündeki fiskiyeye Ey sevda! Kasıklarında olgunlaşmamış bir canın, nefesi atarken Yüzümde, ham dürtülerin ergen heyecanı gülüşür Gülüşür de, gamzelerin çehrenden damlar Aklının yorgunluğuna, yorgan olur düşler Kıvrılı verir, kendi yalnızlığında günler Ritmi bozulmuş, kalp kadar isyankar Satır aralarına sıkışmış, bağlaçlar kadar tutsak Bir şiirin ortasında sırıtan, argo kelimeler kadar cüretkâr varlığın Cümle sonlarının dengesizliğinde, nokta koyamadım sana! Sensizliğin huzuruna yatmış, dört duvarın suskusunda Renkli tuâllere dönüşmüş, aynalarım Cümbüşünde hayatın, parmaklarımı bandığım mürekkep kadar mor g/ayrılığımız Oynak kalemlerin, ince belini kavrayan tebessümüm sanadır, ey sevda! Ruhumun, belli belirsiz gelen havâle nöbetlerinde Ansızın... Ansızın, şimşekler çakıyor ya beynimde Ceplerimden harfler döküyorum, ulu orta, yerli yersiz Ansızın... Ansızın, sağımdan soluyor bir cümle Sonra, alel acele toplama telaşı Kağıtlara, gelişi güzel giydirme temâşası Savurgan dilimin, doğurma sancıları eşliğinde Seni ayıklıyor, zihin kuşağım Seni, seni kusuyor benlik evim. Isırdığım bilekte, kiyametim. 21.12.12 NURGÜL OCAK |