SİMAV
Bir sanat abidesi tuvalinden taşarken
Sarı, yeşil yan yana dallar gördüm Simav’da Gecikmiş bir vuslatın sevincini yaşarken Yüreğimde iç çeken haller gördüm Simav’da Rabbim, binbir nimeti sunarken cümlemize Bilmem ki ne demeli göremeyen acize Fışkırır yeryüzüne damar damar mucize Gizli şifa dağıtan eller gördüm Simav’da Hakk’ın rızası için yarışıyor cümle can Gülerken gamlı yüzler, uğurlanıyor hicran Bu fani yolculukta sevabına bin katan Ne ismi var, ne cismi kullar gördüm Simav’da Kendini bilen için, geçit olur serdiği Hangi hesaba gelir veren elin derdiği Bir karınca yuvası sanki gözün gördüğü Adına insan denen seller gördüm Simav’da Efeler şiir gibi salınarak dönerken Sevdim gözyaşlarımı yanağımdan inerken Tek dileğim Allah’tan bela vermesin derken Aynı duaya dönen diller gördüm Simav’da S/ana elveda demek zor olsa da sonunda İ/çimde bir sızı var sanki hasret tonunda M/elekler insin yere kar tanesi donunda A/rasın bulsun seni, kaplasın üzerini V/allahi ve billahi görmedim benzerini. Zübeyde GÖKBULUT 2010/ Kırşehir ( Simav’da katıldığım bir etkinlikten sonra kaleme aldığım şiir. Gidenler hiç de abartmadığımı anlar) |
S/ana elveda demek zor olsa da sonunda
İ/çimde bir sızı var sanki hasret tonunda
M/elekler insin yere kar tanesi donunda
A/rasın bulsun seni, kaplasın üzerini
V/allahi ve billahi görmedim benzerini.
Yıllarca etkinliklerine katıldığım Simav'ı çok güzel tanımlamış, anlatmış usta kaleminiz sevgili şairemiz,bu güzel dizeleriniz vesilesi ile bizi Simav'la tanıştıran merhum üstadım Ali ABDULKERİMOĞLUNU rahmetle anıyorum mekanı cennet olsun.vefalı yüreğinize sağlık selam dua ile.