yitik günlükgavur dağları akşamlara kan kusarken eteklerinde bak; bir lokma kan en son ferim ellerimde naçarlık bu,çelik zaman çentik tutmuyor çoğaldı sene dönümleri bedenimde derinliklere düşe yatmak yok buralarda hepsi gerçek geceler ezer beni demlene demlene geçerek tümülüs amelesiyiz her katında meydan savaşları uğultusu siner içimize nice hanların sultanların kemik kokusu killere mumlara sarılıp bu kadar diplerde yatmak neyin korkusu seziyor kadana atlar sırtındakileri tanrılar taştan demirden dualar donmuş dillerinde gümbürtüsünü yakmışlar ormanların feryatlar iz bırakmış kömürlerinde geçmiş ağu ekmek acı aşka yanık bir kazıcı hâl bu ahvâl bu ah..esmerim,kamer’im karam bir silik resmine tutunmuşum sahi;gözlerin ne renk ti unutmuşum kasım |