BİR ADAM BİR KADIN BİR ÇOCUKgökyüzünü çekiyor içine bir çocuk paslanmış demir parmaklıklar arasından dumanlar tütüyor uzaktaki kulübeden hani orda bir köy vardı hani orda çıplak ama yeşil ağaçlar vardı dağlar sevdalı dağlar dumanlıydı güneş bulutlarla köşe kapmaca oynuyor, bir çocuk pelit topacıyla yağmur el sallıyor efil efil rüzgârıyla kırmızı pabuçlu çocuk koşuyor koşuyor yetişemiyor gökkuşağı sağanağına kuşlar yine kuşlar şarkı söylüyor ağaçlar eğiliyor notalarına bir avcı adam pusuda vuruyor kekliklerden birini ekliyor mübah sofralarına yarım kalan ezgilerden kırılıyor ağaçların taze dalları bir adam tükürüyor hınçla bir kara balgam sökülüyor boğazından bir kadın kusuyor tüm bedenini bir başka kadın salınıyor salınıyor dumanlar savruluyor sevdalarının üstünden sunuyorlar ödüllerini sunak taşına birkaç adam alkışlıyor anason mezelerini bir çocuk ufak ufacık elleriyle buğulu camlar arkasından bakıyor soran gizleriyle köşedeki yaşlı adam ağlıyor mu ne? seher yelini çekiyor içine işine giden adam dumanlar tütüyor uzaktaki kulübeden hani orda kırmızı gelincikler açardı hani orda tutkulu sevda masalları anlatılırdı 9 ARALIK 2012 SARAYKÖY |
Bütün kitapları yakmalı, o köy, o adam, o kadın, o çocuk üzerine ne söylemişlerse yalandır.
Gerçekler çok başka.
Gerçekler Adile Soylu'nun şiirinde mükemmel dile getirilimiş.
Tebriklerim saygıyla...