TELGRAFtelgrafında; “bir ara uğrarım elbet” diyorsun aylar geçmiş gelmiyorsun sesindeki mağrur tonu yıldırımla çarparak gururun darasına ekliyorsun bahanesidir mevsimlerin döngüsünden eksilen hasret “hep sitem hep sitem hayret” diyorsun yıllar geçmiş gelmiyorsun demirden sert mavzerden ağır sözcüklerin vurduğu kaya sağır gönlün tutuklandığı bağır rüzgârından yoksun bekleyen ağaç mıdır “bir ağaç bile değil” “gelecek güzel günler sabret” diyorsun bulutlardan çıkmıyor güneş yıllar var ki umutlar mahzenlere emanet “evvel zaman sevdası” çıkmaz sokağın adı uğramadan geç kaptan vasıtan ekspres yükün söylenmemiş sözler çevirisinde çığlık çığlığa yükselen mazeretler vardı “cicim aylarınca” eylediğin pamuk prenses bir kurbağa olmayı özler karanlıkta kalem yazdığını görmüyor yaralı gönül söyleyince kulak duymuyor telgrafın tellerine kuşlar da konmuyor “hep sitem hep sitem hayret” “bir ara uğrarım elbet” “gelecek güzel günler sabret”stop. 31 Mayıs 2013 İstanbul |