SİZ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Mart 1990 yılında, sokakta yaşayan evsiz bir gençle karşılaştım. Ankara’nın Mart ayazında, Üzerinde bir gömlek, yırtık bir pantolon ve eski bir ayakkabısı vardı. (ayakkabı denirse) Kısa bir sohbetin ardından, onun ağzından kaleme almaya çalıştım bu şiiri.
Aslında, onun ve onun gibilerin yaşantısı kader değildi. Aciz yöneticilerin beceriksizliklerinden düşmüşlerdi o hale. İşin en acısı ise; onların bunun bilincinde olmaları. Bana göre onlar; Bir çok insanın asla katlanamayacakları çetin bir hayatın savaşçılarıdır. Bir çoğu yenik düşse de...
Siz...
Gökyüzünü kendilerinin sanan insanlar! Ben de insanım Pabucum delik, gözlerim içine gömülmüş, Gömleğim yırtık olsa da... Her yer benim, girebilirim İnsanım, düşünebilirim Düşündüklerimi söyleyebilirim Yaşamaya, ölmeye, Kişiliğime karar verebilirim Tüm güzellikleri ve çirkinlikleri görebilirim İnsanım... Sizin gibi giymiyor, Sizin gibi yemiyor, Sizin gibi düşünmüyorum diye... Hor görürsünüz Duygulardan uzak, Sevgiden habersiz dersiniz Siz... Çevremdeki insanlar, dinleyiniz Sizleri bile sevebilirim Ama siz beni bilmez... Görmezsiniz |
vicdanımız, zulmü yapanın ‘kimliğine’ göre harekete geçiyor.
tebrikler kardeşime