MUTLAK ŞAİHİTTİR KUR’AN-I KERİMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Uğur Kepekçi
14 Aralık 2012/YENİ MESAJ GAZETESİ İdare-i Maslahata kurban edilenler Bu makalenin yazılmasına sebep teşkil eden, çok değerli hukukçu yazar Ahmet Erimhan kardeşimizin 6. Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumunda yaptığı sunumdur. Hepsi birbirinden değerli konuşmacıların sunduğu tebliğler gerçekten kitaplaşmaya muhtaç, çok derin bir araştırmanın ve çabanın ürünü olarak hazırlanılmış. Bendeniz başta Prof. Dr. Haydar Baş hocamız olmak üzere yapılan bütün konuşmacılardan ziyadesiyle istifade ettim. İnşallah fırsat buldukça siz değerli okurlarımızla paylaşacağız. Bu makalemizde sayın Ahmet Erimhan’ın yaptığı konuşmada maslahat meselesine değineceğim. Ben onun dediklerinden esinlenerek kendi ufkumda oluşanları da katarak sizlerle bir şeyler paylaşmak istedim. Maslahat kelimesi daha çok idare-i maslahat olarak dilimize yerleşmiş bir terimdir. “Bir işi, gerektiği gibi değil de günün şartlarına göre yapma” şeklinde ifade edilen bu terim, insanların gerçekten uzaklaşmasına, nefislerine uygun davranış sergilemesine fırsat tanımış, sapıklığa giden yolun da önünü açmıştır. Bu terim gerçektende çok etkili bir terim olup kişilerin dünya görüşlerini, imanlarını, duruşlarını, hayat tarzlarını yakından ilgilendiren bir durumun tespitidir. Gerçek imanın, gerçek duruşun törpülendiği, sulandırıldığı, yavaş yavaş yok edildiği bir fitnenin tarzıdır, idare-i maslahat… “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ilahi buyruğu karşısında duruş sergileyen ve “Hud sûresi Beni kocattı” diyen bir peygamber duruşu karşısında kimliğinden ve duruşundan uzaklaşan insanlığın sığındığı kale olmuştur, idare-i maslahat… Peygamberin emaneti olan hilafetin kurban edildiği sığınaktır idare-i maslahat… İmam Ali’nin şahadetine, Muaviye’nin İmam Ali’nin karşısında duruşuna zemindir, idare-i maslahat… İmam Hasan’ın şahadetine, İmam Hüseyin’in şahadetine sebeptir idare-i maslahat… Ehl-i Beyt davasının karşısında duranların, haklarını gasp edenlerin sığınağıdır idare-i maslahat… İlahiyatçı yazar Müslim Karabacak kardeşimizin kullandığı o meşhur ifadede adı geçen mücahitlerin müteahhit olmasının sebebidir, idare-i maslahat… Başımıza musallat olan Dinlerarası Diyalog fitnesinin, AB çığırtkanlığının, haçlı yandaşlığının limanıdır, idare-i maslahat… Velhasıl gerçek imandan, Hüseyni duruştan uzaklaşmanın adıdır, idare-i maslahat… Madem bu kadar önemli şeylerimizin kaybına sebeptir idare-i maslahat. O zaman yapılacak iş idare-i maslahattan vazgeçip gerçek ve yalın olan Ehl-i Beyt imanında karar kılmak ve Ehl-i Beyt davasının zamanımızdaki bayraktarı Prof. Dr. Haydar Baş’a kulak vermektir.
Göklere bak al kanlı, tadacaktır her canlı
Gelmek var, gitmek de var; hangisi anlı şanlı Çok düşün, öyle yürü, arkandan gelsin sürü Sürüde akıllı yok, belki masumdur zanlı. İki seçenek vermiş, bundan birini yermiş Önce bir melek iken, ayet şeytanı yermiş Allah’la konuşurken, ne oldu da kovuldu Cennet yasak edildi; yeren lanetle yermiş. Şimdi gelelim bize, bir çift lafım var size Yüce Allah emriyle, Ali İmam’dır bize Yezid soyu aldırmadı, Ehl-i Beyt mutlak farzken Mutlak şahittir Kur’an, tam çözümdür her gize. Mescit ibadet yeri, Yezid’in yoktur yeri Hutbelerde küfretti, kirletti gökle yeri (SAV) Peygambere düşmanken, Yezid Emevi soyu Lüks gösteriş başladı, İslam’da yokken yeri. |