Mahşer Yalnızlıkları
Sisler arasında onlarca suret
dokunsan un ufak üflesen söner mi gözlerdeki ateş bir yudum huzurla yoğrulmuş hüzün sahibine verilmeyi bekleyen emanet kadar sabırsız üryansa üryan nasılsa gözler kör bu hicap neden kurt kuş dile gelse nafile bu çığlık neden nasılsa yürekler ahraz çaput bağlı kuru dalların serinliği yetmiyor mahşeri sıcak haram sofralarda mübah lokmalarla doyan alıcı kuşların kursağında mutluluk hangi kapıya varsam kilidi kırık eşiğinde can çekişen bedenler yetim bir hayat, üstelik öksüz paylaşmakla değil, varlığını bilmekle azalan bir yalnızlık bu vahşi bir hazla yaşanan kesersin, olmayan ellerine uzanan eli akmaz bir damla kan kısasta hayat misali sarılıp yılana, solumak zehri uyanıkkken görünen kabus bu, uyursan ölüm unuttuğun yerde değil erimiş altın misali yangın yerinde bulmak kendini gönül gözüyle beşinci mevsimi resmeden âmâ bir ressamın son rotüşleri bu Simsiyah |