HAYATA AŞKTAN
Bazen titrer insan içindeki nefese kadar bile
Hisseder bedenini evinden uzakta, sokakta kalmış gibi Ya da bazen rüzgarı kesilemeyecek kadar açıkta, yapayalnız bir ağaç gibi Çaresiz kalmaktır bu aslında sevmeyi bilmeyenin sevilmesi gibi Hayat, Üşümek istemiyorum ben, giyinmesem bile Sevmek istiyorum her şeye rağmen sevilmesem bile Yürümek hatta koşmak istiyorum nereye gideceğimi bilmesem bile Tatmak istiyorum umudu göremesem, hissetmesem bile Kapalı olsa da gözlerim şöyle bir içim geçti aslında, duyabilirim her şeyi İstemem kaderimi bir çırpıda yazıp çizmeyi Beklenilmek isterim, dahası vaat verip geri dönmemeyi Gürültüden, muhabbetten Sızlanmayı isterim ve yalnızlığı özlemekten öflemeyi Dönüp dolaşıp aynı dükkana varmak isterim Hep aynı şeylerin satıldığı, hatta elde kaldığı İnsanlar görmek isterim selamlayan hiç tanışık olmadığını Bilmek istemem gençlik kadar güvenilmez olanların varlığını Kavga içinde olmak istemem ama çoğu zaman değildir sözüm meclisten dışarı Duyarım eskilerden, ayağında yokken iki kuruş kazandığını paylaşanı bir kitap gibi okuyan, dinleyen arkadaşını elalem bilmeyip doyuran karnı aç olanı anlayamam ki kim sakladı nerde o eski bayramları yaşatanları belki de zor zamanlar, kirli bir çocuk eli gibi bütün sokağın çamurunu toplamaktan siyahi halbuki oyunun, arkadaşlığın hatta mahallenin tadı kirlenmek de gizli toplaştığımızda başlamasak cümleye olsaydı keşke eski günlerdeki gibi yine de bilirim ki, karanlık kararmak değildir bazen de başlamaktır sil baştan yıldızlar parlamak için geceyi beklemezler midir akşama dek sabahtan öyleyse bu dümen de kalmaz elbet gelir bir el haktan yeter ki kesilmesin umut hayata aşktan… |