UZAK TÜRKÜM
AY çekip gitti birden
SEL sürükleyip itti peşinden uyandığım gün sendin iklimim sen... ne acılar yaşadım ,ah..ne sancılar bir bilsen boy verir içimde ektiğin tohum filizlenir yeşerir fidelerim kasım başlar içim titrer delirir özlemlerim hasatta gizlenmiş üzüm tanemsin sonbaharda şebnemli bir yaprak altında dokunsam düşersin avuçlarıma aklımın ihmaline uğrarsın bazen nedensiz bir yangın başlar içimde kıvılcım sen tutuşan sen yanan ben isyan gecelerimin uzak türküsü ses ver boynu bükük pembemsi bir şafaktan üşüyorum alı koyma güneşi yasaklı bir dilin SEVDA öyküsü kışkırtılmış bir bohem yalnızlığı bedenim duygusuz düşler satarım çok amaçlı bir metropol güncesidir sığlığım ansızın gelip köylü yanlarıma çarparım aklım yenilir yüreğime dumanlı bir tren hüznüdür damlalar öper gecer yanaklarımdan bilmesekte olur acılara gülmeyi derim yüzün gelir aklıma bir bebeğin tarifsiz gülümseyişi dokunsam belki ağlarsın düşüncesi benki.. prangalıyım gülmelerine ey...ışığım hangi dağın arkasındasın ben sıcacık kahrındayken üşümüşlüğün sen hangi yas tutan annenin göz yaşındasın içinde kim ağıt yakar yasaklanmış ANA dilinde ve sen.. neye yorarsın tutulduğun SEVDAYI bilki vuslat yakındır gelecek beklediğin baharlar tütün kokan yaylara çevir yüzünü çok sesli özgürlük türüküsü haykırmakta çocuklar hacet yok denize kaldır başını ve bak maviliklere yelkenli değil gördüklerin esmer tenli çocukların incecik iplerinden sıyrılan rengarenk uçurtmalar vakit saf gülüşlerden kahkahalar yaratma zamanıdır sevgili... ellerinin avuçlarımda terlemesidir vuslat ve... gözbebeklerinde demli bir çaydır hayat sevecendost |