Asın beni
Asın beni meydanlık bir yerde:
çarşı ortasında mesela... İbreti alem için olsun, din adına, insanlık namına! Din adına vaazlar verilsin, birbiri ardına gelsin fetvalar. Keskin bir satır getirsin cellat, birde Kur-an, el bassın kitaba. Döksün orta yere kanını bir kafirin! Satsın kararmış benliğini, yedi hurili bir cennet uğruna. Tanrılardan ateş çalan bir yobaz olmalı: tutuşturup attığı için cehalet meşalesini aydın-lığın üstüne, yanar durur karanlık alevlerde ateşe semah dönen canlar... Yandık! Asıldık! Basıldık mabetlerimizde. Ne bahar ne mevsim dinledi cellat. Kasdedilen bilgelik bu değildi: Biz, yaradanı sevmiş olamayız yobazdan ötürü! Biz, yaradanı da eli kanlı bilmezdik: Yaradanın da mayasıyla oynamadıysa yaradılan! Asın beni biraz da bu yüzden: Kurşuna dizeceğim yoksa cehaleti, Hak için hakk-ı yakanları, mürekkebinde boğacağım kalemimin... Asın beni biran önce! Asın! Asın yoksa kararacak ak nasırı ellerimin!.. www.gunayakturk.com |