HÜZÜN
Gecelere sarıyorum hüznümü...
Ertelenmiş dönmelerin bekleyişinde dururum Odam zifiri bir hücredir sanki... Çöktükçe üzerime hasretin, yorgun gözlerle hiç Doğmayacak olan güneşin pencereme vurmasını Bekleye dururken, Birkez daha uğruyorsun cinnet geçiren hayallerime saatler geçmek bilmeksizin, Zaman aşımına uğramış Bir kıyamet vakti sanki... Asılmayı bekleyen bir mahkumun hayatla olan bağlantısında saklı umutlarım Ve aniden kopulacakmışım gibi, Tüm ürkekliğimle yeniden tutunmaya çalışıyorum yaşama, Ölüm değil içimi titreten, Seni birdaha görememezliğin sancısıdır kalbimi sızlatan... Zifirisindeyim işte başıboş hücremin. Ve bir yudum aydınlık derken, ay ışığı sinmiş gözlerin ışıldar küçücük pencereme Ne güzel Hayal etmek bile sevinç veriyor üşüyen içime... Ah sevgilim ne acıdır terkedişin. Müebbet yemiş tutsak gibi olurum bazen, bazen de ülkesinden sürülmüş bir mülteci... Ya gel kalemimi kır celladı ol bu aşkın ve sevginin, Ya da kır umutlarıma vurulan pervasız pranga ve zincirleri. Ve özgür bırak yarım kalmış aşka dair yasak sevişmelerimizi... |