"ARALIK" sevmiyorum seni
"ARALIK "sevmiyorum seni
bir garip ay’dın gönlümde, mutluluğa yelken açtığım kaptanı olduğum gemide derin dalgalarla battığım savrulan enkazın parçalarında kıyıya vuran kalalakmışlığım .... yılın son ay’ı zemheri günlerin başlangıcı fakirin korkulu rüyası zenginin tıkır havasıydın zorlu yokuşlar dar geçişlerdi geçen günler hiç kolay olmadı yaşam bir parça ekmek bir yudum mutluluk istenilen biraz huzur biraz sevgiydi dilekler kader denilen alınyazıydı başa gelen ve örmüştü acımasızca ağlarını engel olamaz çare bulamazdın yazılmıştı bir kere karayazgı hangi tılsımlı el dokunsa ha koptu ha kopacaktı Değiştiremezdin.... aralığın uğultulu rüzgarıydı savuran çaresizliğe üşüyor , buz tutuyor , ve gidişini seyrettiğim günlere kelimeler, yetersiz ,sözler kifayetsiz ev sessiz ,şehir suskun ölüm ilanın verilmiş ruh yoksun kısır döngülü hayat darmadağın gözlerde damla damla yaş yere eğik matem vardı yas tutuyordu yürek, şaşkınlığı anlatamıyor, ne olduğunu algılayamıyor, düşünceler toparlanmıyor, beyin adeta can çekişiyor ,hüzün kaplamış bitkin beden yere yığılıyordu.. toparlanamıyor her ayağa kalktığında sendeliyordu... neden sanki bırakıp gitmişti bunca zorluklara mani olmuşken acıya göğüs germiş kenetlenmişti.... revamıydı bu gidiş... varmıydı bırakıp gitmek öyle... dön desende ne çare, gitmişti, yoktu , olmayacaktıda, kalakalmışlık bu olsa gerek ... şimdi kahrediyor olmadığın her güne zehrediyordu hayatı kendine isyan etmiyor "haşa" sadece özlüyor .. ve "yürekten kopan dizelerdi lal dili suskun " üzgünüm aralık sevmiyorum seni benden alıp götürdüğün gençliğimi sevgimi ,aşkımı ,özlemimi, geri gelmeyecek beklentilerimi ,umutlarımı, ve hüzün batağına aldığım çıkmayan canımı "aralık "sevmiyorum seni.... ne seni, nede senden sonra gelen senelerini kara bir ay’sın şimdi uykuya hasret karabasan gecelerde iç huzur bırakmadığın acı üstüne acı kattığın günlerde "aralık" sevmiyorum seni.................................. "diye yazılan" aleyna ırmak |
acıya göğüs germiş kenetlenmişti....
revamıydı bu gidiş...
varmıydı bırakıp gitmek öyle...
dön desende
ne çare, gitmişti, yoktu ,
olmayacaktıda,
kalakalmışlık bu olsa gerek ...
şimdi kahrediyor olmadığın her güne
zehrediyordu hayatı kendine
isyan etmiyor "haşa"
sadece özlüyor ..
ve
....
Sustum, sustukca kalakaldim satır aralarında