BEN İÇERİM AYRILIĞIVarsın konmasın kelebekler Kalbimin sokağına. Ben yıllar önce yitirdim güneşimi Kaç yıldır gülmüyor güneşin yüzü. Oysa ne çok isterdim gemiler sensiz gitsin Beklenmedik bir fırtına gibi geldin Vurdun en zayıf yerimden. Şimdi de bir heyelan gibi alıp götürüyorsun her şeyi. Söyler misin? yazmasaydım adına şiirler Kim tanırdı seni? Kim tanırdı gözlerini? Kolay değil elbet gülüp geçmek her şeye, Kolay değil elbet yeniden kurmak yıkılan hayalleri. Madem bırakıyorsun yangının orta yerinde ellerimi, Ben içerim ayrılığı. Düşünme beni. İçimde kırılsa da aynalar . Nasıl olsa mevcüttur sol yanımda deliller. Git haydı ağlatmak reva ise bu şiiri Madem bir tutuyorsun kendini martılarla Git haydı Ama sanma ki sen gidince zaman duracak Sanma ki çaresizlik bir bana özgü Bir gün sen de yalnız kalırsın Bir gün sen de daralırsın İşte o zaman bilemeyeceksin nasıl aşılır pişmanlık dağları Ben yepyeni hüzünlerin beşiğine uzanırken Sen şehrin solgun mezarlarına gömüleceksin Muradını ararken karanlık şafaklarda Git haydi Gitmek aydınlatacaksa yüzünü Madem kaptırdın karanlıklara uzanan ellerimi Git. Ama sakın aklından çıkarma İçinde çok çocuklar ölecek yakın zamanda Ve unutma uzaklık yakar kavurur seni Sanma ki yağmur olur yüreğim, Akar gözlerimden Git haydi Sana en çok gitmek yakışıyor Unutma, ardında bıraktığın sonbahar ise Her giden, dalından düşen bir yapraktır ……………………………………………… ………………………………………………. Şimdi ben sığınırken göğün limanına Batacak kayalara çarpan güneş Ve kapanacak gözlerim Cezayir menekşeleri gibi |
kutlarım.