SEVDA ÜSTÜNE SEYRÜ SEFERLER-(-1-)
Akan bir zamandır şimdi
Aklıma düşen duygu sağnağı Düşlerini kurduğum yarınların Bir yanı eksik neden Sır duvarlarını zorluyorum beynimin Amansız sancılar tebelleş oluyor Kurtulamıyorum Durmadan tekrarlanan Sorularla cebelleşirken Bir çift kara göze odaklanıyor hafızam Zaman dehlizlerinde yol alırken Sessizce Saba Ülkesinde Bir nazlı güzelin Süleyman’a bakışını görüyorum Bulut arasından sıyrılan güneşin Yakışı vardı bakışlarında Çöl akşamındaki sessizliği Bozarken özlemlerin çığlığı Kalp ritimleri duyuluyor uzaktan Kurda, kuşa hükmeden Koca Süleyman Sus diyemiyordu yüreğine Vuslatsız bir aşkın İz düşümüydü benimse gördüklerim Biraz aşağılara Nil kenarına doğru inince Metanni prensesinin kızı Nefertiti göründü Firavunun sarayının terasından Nil’e bakıyordu koyu kara gözleriyle Bronz teni Dik duruşu Hele hele o tebessümü yok mu Del’ediyordu gören herkesi Akheneton’un gözdesi Çöl güneşi Nefertiti Bir devrin görkemiydi Gözlerinde gördüğüm Habeş Ülkesin Ey siyah gülü Nasıl salınırsın Nil kenarında Ne sırlar saklarsın bakışlarında Sen Kandake Büyülü gözlü kadın Sen siyah elmas Aşıkını tutsak eden güzellik Nil nehrinin nazlı sunası O saraydan çıktığında Gülücükler saçarken herkese Belki de Özlemleri donuyordu yüreğinde kim bilir O kara gözlerinde meltemler esiyordu Tesirinde kalmıştım bakışlarının Yine Mısırdayım Sevda kentinde Bir inleyen var sarayın Loş odalarından birinde O da kim Yusuf’un Züleyha’sı Yasak aşk meyvesinin kurbanı Mum gibi eriyen güzel Bir buruk saba’dır Dinlediği her şarkı Tutku yağmaları var göz yaşlarında O bedel ödemeye dünden razı besbelli Özlemi biter mi Seven yüreğin Bastıramaz ne yapsa duygularını Hazin bir sevda da çileyi gördüm Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
Ne ihanet ne de firk yakardı yürekleri dost kalem hoşça kal