6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1594
Okunma
Ne virane bir saray, ne gülce fakir bir bağ
Yedi veren özünün tadıdır, benim sevdam
Bir cana mekân oldu, gönül denen bu otağ
Güneşin sabahlara yâdıdır, benim sevdam
Züleyha’nın Yusuf’u gören gözünde ki nur
Mecnun’un Leyla’sına duyduğu derin onur
Aşka mekân aranmaz hep baş üstüne konur
Miadı yok bir ömrün, adıdır benim sevdam
Ayın ön dördü gibi, nura gark olur gecem
Adını anar durur, her kelimem her hecem
Sözleriyle yükselir, müspet olur derecem
Şu çileli ruhumun, şadıdır benim sevdam
Gam deryası gönlümün gülen gözleri gibi
Çaresi yok derdimin, merhem sözleri gibi
Kalbimden silinmeyen, meşkin izleri gibi
Aşka âşık vasfımın dâdıdır benim sevdam
Fay hattını andırır, gittiği gün ruh, beden
Hasrete boyun eğmek, ayrılığa tek neden
Var mı ki bu âlemde, aşkı böyle hisseden
Gözlerimin sancılı, sadıdır benim sevdam
Sevmeyen nasıl bilsin, ateşim közde saklı
Gizli dünyama serbest, ifşa olmaz yasaklı
Karşılığı canda can hem de bir çift ayaklı
Âcizane bahtımın, radıdır benim sevdam
ŞAD: Sevinçli, ferahlı, memnun, mesrur, şen, bahtiyar
DÂD: Adalet. Hak, doğruluk. İnsaf. Vergi, ihsan, Ömür.
SAD: Göz ağrısı
RAD: Cömert, eli açık, faziletli, üstün, değerli.
5.0
100% (5)