Gurbet Kapısı…İnsanca yaşayabilmek için düştüm yollara Önümü göremez kararttığım gözlerim Bilinmezliğe sürüklenir bedenim korkularla Bindim işte gidiyorum gurbet trenine… Komşuların gözleri kıskançlıkla kısılırken Anam, bacım ağlar Oğlum Alişer, kızım Enecan Boynu bükük gözlerinde yaşlarla bakar ardımdan Bekleyin kuzularım Birkaç yıl çalışıp para kazanıp geleceğim Evimizi alıp mutlu olacağız bizde… Dil bilmem, yabancı bir ülke Yabancı insanlar arasında kaybolmuş benliğim Hasta bakarım, temizlik yaparım Bebelere ana kucağı olurum Amacım başımı sokacak bir dam Beş on kuruş para biriktirip Alnımın akıyla bitirip gurbeti Yavrularıma kavuşup sıkıca sarılmak Vatanımın toprağını koklamak… Kimi ev, sana bakar köle gözüyle Ne gecen belli nede gündüzün Kaçaksın ya pasaportun elinde Sen onun malısın Sömürür bedenini istediğince… Bazı evler, sıcacık sevgileriyle sarar ruhunu Gurbette olduğunu unutursun bir anda Ta ki çocukların vurduğun da aklına Yüreğin kanar damla damla… Ay dolunca alırsın maaşını Bir an önce memlekete yollamak için Düşersin yollara Pusu kurmuştur köşelere insan simsarları Her halinden bellidir gurbetçi olduğun Tanır kem bakışları Polisim der, alır elinden Toz olup uçar tüm emeğin Artık ağlasan, için yansa ne fayda Çocukların bekler bir dilim ekmek parası… Kızım; ‘’Okula başlamadan dön ene’’ (anne) derken dili de ağlar Oğlum; Sahip çıkar bacısına küçük yaşta üstlendiği sorumlulukla Az kaldı sabredin yavrularım İki yıl sonra döneceğiz babanla Hiç ayrılmamak üzere… 06.11.2012_______________Seher_Yeli S.ZerrinAktaş Eşsiz nefesiyle şiirime ses olan papatyama çok teşekkür ederim. Kucak dolusu sevgilerimle... |