(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ömrüme Serenad - 1 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ömrüme Serenad - 1 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
daha adından sezdiriyor birşeyler... şiire hiç bakmadan bir sağlama bir ön yoklama yapayım dedim zihnimden. ve sanki bana ironiye ya da mecaza kaçar bir salık verdi...
''İçim ey içim bu yolculuk nereye Yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin...''
ACZ
bunu niye aldım? dizeler tırnak içinde değil ve altında isesadece ACZ yazılı ki ben de acz diye okudum. acaba dedim hiçlik ile acz anlatısı da örtüşür. ve arattım dizeleri ki; Cahit Cahit Zarifoğlu'na aitler! diyelim ki bir gün bende sizin bir dizenizi aldım kullandım tırnaksız ve altına yazdım.
STŞ!
bir kötü niyetlere sebep olur ikincisi, şairler ölürler ama bu dizeler kalır. fena mı Seyran Tankuş'un dizeleridir dese birileri yarın, torunlarınız kucağında iken mesela...
gelelim bu anlatıya bir çöküntü yinelenen ve kahır tablosu eskiye dayalı tanıdık bir gök gürlemesi terkibi vakitsiz ve zoraki bir göç kendinden...
''Hiçliğim
yalçın kayalar gibi başım tarihe yalnız yazılsın adım''
başı yüksek kayaların ayakları da bir o kadar uzak olur! denebilir mi ya da öyle okunabilir mi ve tarihe kınsız bir kılıçla yazılmak da yalnızlık olsa... hiç zorlamadan net cümlelerle keskin.
ve tüm çaresizlik solumaları gibi yön mistik bir minvale yol almakta. ve şekil de devrilmeye ramak var ruh hâlini iyice tasvir eden çöp adam resimlerimiz gibi sanki. ''yatcaz kalkcaz,ytacaz kalkcaz'' büyüyeceğizdiyen bir çocuk saflığıyla o teslimiyet hâlinden medet bekler bir umar, hiçliği temizleyecek paslarını ayıklayacak söküp atacak tuz ruhu beklentisi... ( gerçi bu ruh hâlinde beklentiler hep gri tonlu ve biraz da arabesk olur ya)
''s/aklanıyorum
bu ilk ağıdım ömrüme serenad yıldızların temaşasında pencere önü uçurumlarında''
ve işte bir zaman ya da unutkanlık hatası. özellikle kısa şiirlerde iyi okurlardan kaçmayacak ve cinaî teşebbüs. bu ilk ağıt mı? oysa en başta ne idi? o ''yine'' ile perçinlenen?
''Yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin...''
bu belki yeni söylemin kurgu hazırlığı filan da olabilir ama...
dedim ve işte tam burada başa döndüm ve araştırdım o Zarifoğlu'nun dizelerine değdim.
'' sökülmüş kaftanı ruhumun bir dervişin dizlerinde yıkılıyorum
yediveren gül fidanında ey memleket kokulu ustam içime doğru çıktığım yolculukta''
usul usul tane tane ama bana hoş gelen bir anlatım. ve üstteki o dergâha kapaklanmış ve bu arada ''memleket kokulu usta'' atfı ya Nâzım olmalı ya da o repliği bir şiirinde kullanan ben? olmadığıma göre çekildim aradan:)
ve bana göre şiirin en görkemli dizesi;
''bir dervişin dizlerinde yıkılıyorum''
muazzam bir replik. hem tek başına hem şiirdeki lafzıyla çook iyi...
ve yine usul ama has final iyi altın vuruş;
''yıktım bir devrin şehrini diktim burçlarına hiçliğimi...''
burada elde beyaz bayrak dergahtaki millet huşu içinde niyaz ederken belki oturmuş belki elleri çenesinde, zaten oraya zoraki bir naçarlıkla gelmiş birinin havada elleri...
çok beğendiğim kısa ama net dolasısıyla sağlam esaslı bir şiirdi...
''Seçkin bir kimse değilim ismimin baş harfleri acz tutuyor Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım Kolaysa esirgeme ''
Abdurahman Cahit Zarifoğlu ustama saygımla...
Öncelikle,ustaların ışığında yolunu bulmaya çalışan henüz çıraklık mertebesine dahi erişememiş kalemime değer verip kalemi onurlandırdığınız için teşekkür ederim...
Yazdığınız her kelimeyi şiir dimağıma özenle kaydettim dost şair... Beğeninizde,eleştirinizde önemliydi... Umarım göz iziniz her daim şiirlerimin üzerine düşer...
Nereye gidersen git, sen oradasın... Hiç bir insan hiçsizlikle savaşmamalı çünkü nefes alan her canlı bir varoluştur, varlıktır bir bakıma...
İster saklansın ister aklansın her canlı miadı geliince doğar miadı biterse ölür; bununla birlikte şiir yer yer vurgularla az sözle çok şeyi anlatı ve anlatma, hissetirme, sezme adına...
"yediveren gül fidanında ey memleket kokulu ustam içime doğru çıktığım yolculukta"
Fakat en zor yolculuk kendine gidilen yolculuktur keza; karmaşalık dolu iç, mağarasal beyin tünelerinden edimimlere yol verirken kimi zaman düşer kimi zaman düşe kalka yol alıp gideriz ve sonsuzluğa dek bu böyle sürüp gider iç yolculuğumuz...
Ömür dediğiniz ne ki? bir saniyesel devinim kadar bir sürectir ve belki bu kısa süreci uzunlatmak ve uzun uzun yaşamak için debelenip dururuz.
Yüreği selamlarken şiirin etkileyici, düşündürücü olduğunu söylemek isterim