Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
begonvillerin kucağında küf kokulu yaz evleri yükseklerde dağ tipisinin uğultusu
yalnızca bulutlar, güneş, ay ve yıldızlar ne çok renk varmış mavi ile mavi arasında ne çok şekil yumuşak su ile gök arasında
fener çakar, döner döner çakar husuflu çakar, şimşekli çakar dar sularda karanlık gemiler, yorgun denizciler fenerin dibinde ıssız kızlar, güvertede beyaz karartılar al bayraklar ve turkuaz yürekler ne çok renk, ne çok desen kara ile ak arasında
bir baca tüter, bir de fener çakar adanın güney-batı yakasında
nisan ortasında yabani orkideler göz alabildiğine rüya, göz alabildiğine dünya
bir ben miyim ormanda gezinen bir ben miyim orkideler ezen
taş ağılda kayalar kırmızı yosun kayalar nefti kına karşı sırtlarda çınlarken unutulmuş çıngıraklar binlercesi gıdım gıdım aşındırarak çimeni kalem çekmiş yaylalara küçücük çift-tırnaklar
dere kıyıları yeşil yaprak yarısı yosun yarısı buz kaplı taşlar tepeleri duman kaplamış, ladin dalları kar sürüler alçaklarda, kışlaklarda kıranın arkasında aç kurtlar
eşek öldüren güneş, soğuk bıçak gibi yel altı taş, üstü teneke yayla evleri altı ahır, üstü kafes yayla evleri
bir yayla evinin siperinde güneşin buluttan en kurtulmuş yerinde eşiğin az gerisinde binek taşına oturup şenlikli günlere dalmak dalmak orak ayının mehtaplı gecelerine ışıl ışıl arpa başaklarına çayır kokusuna, yonca güzeline
bir ben miyim "gitmeler" dokunan bir ben miyim gidip de gelmeyenlere yanan
tanrı adına gemiler kovuldu Efes’ten Artemis’in, Pavlos’un, Yohanna’nın günahlarından
yaslanıp sütunlardan birine ağıt yakmak geliyor içimden ve selamlamak kucaklamak gelip geçenleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Issız şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Issız şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiir, kırların türküsü gibi. Sımsıcak, sarıp sarmaladı beni.
Birkaç öneri, Şairin izniyle:
bir yayla evinin siperinde güneşin buluttan (en kurtulmuş) yerinde eşiğin az gerisinde binek taşına oturup şenlikli günlere dalmak (dalmak) orak ayının mehtaplı gecelerine ışıl ışıl arpa başaklarına çayır kokusuna, yonca serinine --- Bu bölümde, ikinci dize için önerim:
"güneşin buluttan kurtuluş yerinde" olsa, daha "eksiltili" bir dil. Aynı biçimde,
beşinci dizenin başındaki (dalmak) eylemi çıkarılabilir. (Belki vurgulama olarak düşünüldü ama bence çıkmalı.)
Ve şiir, burada bitse, daha iyi. Sonrası, şiirin çıkış noktasından ( o âna kadar gelen pastoral havadan) biraz kopmuş gibi geldi. Biraz yama sanki.
Dost, Site, -ne yazık ki- büyük oranda kötü şiirle dolu. Elbet ticari kaygı sonucu. Günde birkaç yüz şiir(!), hiçbir elekten geçirilmeden (hem şair hem site açısından) eklenince, çoğu kez iyi şiirler/şairler güme gidiyor.
İlk kez okudum sizi. Kumaşınız belli. Has bir şiirin peşinde.
İlgi ve katkı güç ve esenlik veriyor. Öneriler bence de yerinde. Söylenecek sözümüz ve buna hevesimiz olduğu zaman şiir yazmaya kalkışıyoruz, kendi yordamımızla. Şiir sanatı çok elemanlı, çok değişkenli. Bazen yazan ve okuyan arasında öncelik sıralaması farklı olabiliyor. Yazanın dışından gelen içtenlikli katkılar şiiri güçlendiriyor ve kişiden evrensele doğru kanatlanmaya zorluyor. Teşekkür ediyorum.
Ne zamandır tesadüf edemiyordum sizinle, hatta bir hal hatır sormak için mesaj gönderdim. Edebiyat Defteri'nde günün seçkisinde görünce isminizi hem bir nefeslik haber almış oldum sizden hem şiirinizi okuma fırsatı buldum. Burada da karşılaşmaktan mutluyum sizinle.
Şiirinizin dışında bir değinme ile başladım söze farkındayım, özrümü iletiyorum hemen ama sözüne önem verilen bir dostla karşılaşmanın sevinci olarak düşünüleceğini umuyorum.
Şiirinizle ilintili beğenimi dile getirmekten öteye bir haddim olamaz bu bağlamda da.Ustalığını sergileyen bir şiir karşısında kalem oynatmak ne haddime.
Şiir evreninde bir katre varlığımızla, yol göstericiliğinde ustaların şiirleri ile ilerleme gayreti bizlerinkisi. Çok teşekkür ediyorum. Samimi tebriğimin kabulü dileğimle.
bölümlerin bitimlemelerinde oluşturulan uyaklar; şiiri düz yazı modundan çıkarmış... mısraların yerleşik düzeni, cümle kurgusundaki kelime seçimleri ve yerleri itina ile tasarlanmış...
Hassasiyet zirveye taşınınca da; düz yazı formatında serbest şiir yazan arkadaşlara örnek olabilecek bir güzellik ortaya çıkmış.
Tebrikler ve teşekkürler...
Ayrıca şiirin içeriğinde ruhumuzun derinliklerine sızan güzel kültür esintisi içinde çok ça teşekkürler.
Ses uyumunu da vurgulamışsınız. Eseri üretebilmek kadar güzel olan; anlayabilmek/haz alabilmek/onu özümseyerek çoğalabilmek. Ne güzel. Teşekkür ederim.
kıymetli kardeşime bir de sert eleştiri yapayım şimdi bakalım...
bu şiire olamamış bir final olmuş son dize diyeyim, yüreğine sağlıkçı edebiyat sitelerine inat kıymetli edebiyat defteri şair ve yorumcuları bu konuda ne düşündüler
Teşekkürler. Bence de son dize şiiri balon gibi söndürüyor. Alışılmışın dışına çıkıyor. Böylece romantizmi feda etmiş olduk. Şiirin öyle bütünlendi, değiştiremedim. Siz dedikten sonra da denedim. Olmuyor. şiirdeki üçüncü boyut ve kübik çatı çöküyor.
Eğer son dizeyi kaldırırsam, şiirde anlatmak istediğim yarım kalacaktı. Gene de üzerinde düşünüp, başka bir yol bulmaya çalışacağım.
İyi bir kübik şiir örneği. İçinde sanki kopuk dünyalar kenetlenmiş. Tasvirler oldukça doğal ve içten. Yaşanılan ve yaşanılanın ardında görülmesi zor olan da var. Yaz evlerinin, yayla evlerinin ıssızlığı arasındaki eziklik, çok değerli olduğu halde ormanlarda uçsuz bucaksız orkide çiçeklerin varlığından insanların habersizliği (sanırım burada içinde bulunduğumuz bir çok değerin farkında olmayışımız da vurgulanmış), pastoral yaşamın insanın içine işleyişi, hatta Sicilya'nın mafya zulmü, koyun sürülerinin yaylalarda oluşturduğu patikalar ve çobanın kimsesizliği gibi farklı ortam ve anlatımlarla iyi bir kübizm yakalanmış.
Asya kıtasına adını veren antik kent Efes'teki dinler ve düşüncelerin çekişmesi, zamanın dünyamızı aşındırması acılı bir ironiyle dile getirilmiş.
Şiirin bir görünen yüzü bir de imge yüzü olsa gerek.Faniliğe isyan gördüm şiirde. Yaratılışa hayranlık, saygı ama isyan ve gizli direniş kokusu da yok değil.
Bence asıl sır, şiirin isminde açığa çıkıyor. IS-SIZ. Issızlık, sahipsizlik, yalnızlık, terk etmiş veya edilmişlik tema olarak seçilmiş belli. Yakınılmıyor ıssızlıktan aslında, analiz ediliyor, hoşlukları, buruklukları sıralanırken ıssızlığa çok güçlü bir özlem gizlenmeye çalışıyor.
Birkaç öneri, Şairin izniyle:
bir yayla evinin siperinde
güneşin buluttan (en kurtulmuş) yerinde
eşiğin az gerisinde binek taşına oturup
şenlikli günlere dalmak
(dalmak) orak ayının mehtaplı gecelerine
ışıl ışıl arpa başaklarına
çayır kokusuna, yonca serinine
---
Bu bölümde, ikinci dize için önerim:
"güneşin buluttan kurtuluş yerinde" olsa, daha "eksiltili" bir dil. Aynı biçimde,
beşinci dizenin başındaki (dalmak) eylemi çıkarılabilir. (Belki vurgulama olarak düşünüldü ama bence çıkmalı.)
Ve şiir, burada bitse, daha iyi. Sonrası, şiirin çıkış noktasından ( o âna kadar gelen pastoral havadan) biraz kopmuş gibi geldi.
Biraz yama sanki.
" çayır kokusuna, yonca serinine"
---------
Datça'ya, Selimiye'ye, Bozburun'a,
Has Şiir'e Selam Olsun!