son kahkahakarmaşık bir fon rengi şimdi gençliğim sensizliğim kum kapı meyhanelerinde ayyaşlığım istanbul’ken istanbul darmadağınlığım ve kalecik karası gözlerinin izi uzun gemiler geçiyor cankurtaran önlerinden elbiseleri asılı gerilmiş tellerde iyice örtüyor üstünü biri sakınıyor gözlerimden ceviz ağacı yazılmamış daha karanlık alaca istemiyor gülhanede sultanlar uykuda korkuyorum oymak için ışığımı her dalda bir karga ne güzel yakışırdı beline acem ipeği sevecen kaygan tek simitle geçerdik karşıya boğaza gemler vurulmadan soruyorsun şilede bezler dokunuyor mu daha elle hilesiz ah saf yüreklim benim sevmeler kaldı mı ki bedelsiz geçmiyorum yıldız yokuşundan daha kaymıştık ya teknikten salarak kendimizi son kışımızda kalsın diyorum kulaklarımda o kahkaha kasım |