iSTanBuLŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Biz istanbulda ayla ablam ile böyle birşey yapmayı düşünüyoz önümüzdeki aylarda katılmak isteyen yaza bilir
Yine Bir Keşke
Keşkeler içinde bir keşke seçtim Belklide sözcüğü olmayan bir cümle Keşke... Yer Eminönü yani İstanbul, Daha geceleri televizyondan gördüğüm bir yer Açlığa ağlayıpta kıskandığım günlerde hep gördüm Emin kuşlara yem atan insanları Nede güzel toplanır ve atılan yemleri yerdiler Her gördüğümde içimde bir ah... çekip Keşke insanlarda böylesine küçük bir tabakta, Sevgi, Aşk verilebilse dedim ya keşke demiştim. Aslında keşkeler ile başlayan umutlarım İstanbul da toplandı Her şeyi bu kadar anlayabiliyor ve yaşamak istediklerinizi, Yaşamak istediklerimizi istediğimiz gibi yaşıyorken Küçük bir tabağa küçük bir sevgileri biriktirip Büyük lokmalar haline getirip neden insanlara yedirmiyorduk. Yoksa biz sadece süs olsun diyemi elimizdeki yemleri Eminönünde birikmiş kuşların önüne atıyorduk... Belkide güneşli bir hafta sonunu eminönünde ki kuşlara ayımıştık. Oysa o kuşlar sürekli ordaydılar hafta içinde bile Yapılabilirdi neyse o kuşlarda İstanbul’un sevgiye aşka Özleme açlığı gibi küçük tabaklar dan atılacak yemlere muhtaçtı... Neyse artık eminönünden çıktım ve başka bir semtteydim Heyecanım gittikçe artıyor çünkü atacağım adımlarım önümde Yürüyen ayaklara değecek ve ben üzülecem daha dikkatli oluyor Ve adımlarımı atılması gerektiği gibi atıyorum sanki askeriyenin Acemi birliğindeyim Sol-Sağ misali... Adımlarımım içinde keşkelerim başlıyor keşkelerimin içinde, Beynimdeki benliğimdeki İstanbul’u yaşamanın heyecanı Oysa benim İstanbul’a gelişimin amacı eminönündeki kuşları görmek Veya hafta içinde saatin mesai bitişindeki kalabalığı yorgun Ayak seslerini takip etmek değildi diyorum ya yorgun ayak sesleri. Koca İstanbul da alışık olmayan tek ses vardı araçların trafiğe İsyanı korna sesleri bazende başını camdan çıkaran şoförler Hade be kahretsin diye seslenişlerini buse si bu isyanı... Yorgun olan bu ayak seslerini belkide durdurmanın vaktiydi. Sağımda solumda bulunan kalabalık insanların içindeyim İsyan eden etmeyen kalabalığın cebindeki bozuk paraları büyütüp O paralar ile her hafta sonu bir veya birden fazla Aileye umut olabilmek robin hout muyum hayır Sizler gibi biriyim sadece aklımdan geçen atasözü, Damlaya damlaya göl olur her şey küçükken başlamıyormuydu Bizler bile küçük doğup büyümedikmi neden umutlarımız... İsteklerimiz küçük olsada büyümesinki neden haftasonunda Eminönünde toplanıp karnaval havasına dönüştürmüyorduk Bunlar bu isteklerim olmayacak isteklermiydi kalabalık ortamları İllaki mitinglerdemi maçlardamı görecektik neden hafta sonlarımız Tuttuğumuz takımın rengine olan aşkımız gibi insan aşkına Dönüşmüyordu neden İstanbul un büyüklüğü gibi büyük olan Yüreklerimizin kapısı açılmıyordu... Keşkeler içinde yaşamanın vakti bitmedimi Haydi İstanbul bitirelim artık bu keşkeleri...! Yazan: Hicret ASTAN |
yorumlar artıyor günden güne
yazmaya devam durmak yok çok güzel olmuş