ESKİ HİKAYE
Sık sık okulu asar, hep o parka sapardık,
Havuzun kenarından, bir masayı kapardık, Havadan sudan güya, muhabbetler yapardık. Şimdi bunca yıl geçti, ne çabuk anladın mı? Hatırlayıp bir gece, gizlice ağladın mı? İki acemi âşık, süslü laf bilemezdik, Utanırdık göz göze, bir türlü gelemezdik. Çekinir sevgimizi, bir tür söyleyemezdik O masanın üstüne, kazımıştın adımı, Bir gün yolun düşüp de, uğrayıp ağladın mı? Ben Galatasaraylı, sen ise Fenerliydin, Her sefer bahis tutar, her sefer sen yenerdin, Sonra da alay eder, kahkayla gülerdin. O deli günleri hiç, hatırlayıp andınmı? İsyan edip bahtına, hasretle ağladın mı? Nasıl da takılmıştık, bu sevdanın çarkına, Kör kütük iki âşık, taktık Gençlik Parkına, Ne olursun bir seslen, o hicranlı şarkına, Ben hep söyler yanarım, bilmem sen hiç yandın mı? Sessizce bir tenhada, iç çekip ağladın mı? Çekemedi kıskandı, bu sevdayı Ankara, Parçalayıp yakmışlar, yok o masa ve sıra Hatıralardan kalan, bir sızı ve bir yara, İlk göz ağrısıdır bu, gelir geçer sandın mı? Rüyalarda görüp de, uyanıp ağladın mı? (Okulumuz öğrencilerinin hallarini , bizim öğrencilik yıllarımıza uyarlayarak yazdığım bir faraziye şiir,bizim geçliğimiz kavga yıllarıydı, aşka meşke zamanımız yoktu) |
Bu şiire olan alkışlarımı hissettiğine ve duyduğuna eminim...
Her şey gönlünüzce olsun.