AV MUHABBETİ
Kar yağdı diz boyu, açıldı hava
Dedim Karaçay’la gidelim ava Gaz verdim çabucak geldi de tava Avcının bu çıkmaz huyu demişti Tam tesisat çıktık koyulduk yola Bakıp durunurken hep sağa sola Karaçay aniden attı bir çula Bak gördün mü, vurdum ayı demişti Düzleri uçurum sapa görüyor Kaçan ceylanları sıpa görüyor Tilki kuyruğunu sopa görüyor Düz yolda geçelim çayı demişti Bir an bulut gibi bir sürü uçtu Kazlar üstümüze bir şeyler saçtı Bir tek vuramadık hepsi de geçti Bunlar bilmem kimin soyu demişti Domuz dedi bir an, pusuya yattı Saymadım ard arda kaç kurşun attı Dana imiş meğer, lakin rahattı Vuramadım şükür, iyi demişti Bir dağ köyünün de içinden geçtik Oturup kahveden birkaç çay içtik Av muhabbetinde birazcık uçtuk Giderken nineye dayı demişti Dedi bu av işi oldukça saçma Nice barut gitti ne kadar saçma Aman ha bu sırrı kimseye açma Bu muhabbet faslı koyu demişti Gönül biraz küskün,biraz da kırgın Yaklaştık şehire, hem yorgun argın Bir ara sordu çok şaşkın ve durgun Geçmemişmiydik bu köyü demişti Eli boş gelirken, Markete daldık Av sansınlar diye piliçler aldık Duyuldu dostların dilinde kaldık Kendimize kazdık kuyu demişti Tövbe çıkar mıyız, tövbe bir daha Ürküttük avları girdik günaha Şahidim Karaçay söylesin aha Bu hamur çok yutar, suyu demişti |