:tavanarası düşler:
tozlandı mı tüm ayrıntılarınız,
güneş mi vurdu yoksa neden soldunuz, küstünüz değil mi çok dinlendirdim, ne çok dillendirdim sizi haketmeyenlerle En mavi umutlarla kurdum oysa.. Şimdi orada öylece duruyorsunuz, yerinizden de memnun Yalnız, yokluğun yalnızlıktan şikayeti dağ oldu.. biz neden ev olamadık, hayıfım bunadır işte.. ay gösterdikçe yavaş yavaş yüzünü İşte akşam yüzünü dönüyor ve küçük karelerde ışıklar yanıyor bir adam karısına sesleniyor anne çocuğuna, çocuk babasına, eldeyken bilinmezler yittiğinde boy veriyormuş oysa yüreğe.. kış da geliyor haneler topluca, herkes herşeyi paylaşmakta mutluluk daha dün, şuracıkta ne de yakındı hangi vakit kaydı ellerimden kızdığım kadehlerde melankolik erimin ellerinde serseri geçmişime uzak yaradılmışlığıma inat sallanıyor gözbebeklerim yeşilinin beşiğinde solgun ve tozlu raflara sarılıyor ellerim Acılarımın tadına bakıyorum yavaştan herbirşeyi her seferinde yeniden arıyorum emeğime yaban düşlerim pençelerinde neler gizledim evimin ovaladıkça içim açılıyor geçmişin kiri suyla akıyor Şimdi yüreğim ellerimden kanatlanıp uçmak istiyor esra boyoğlu-27.10.2012 |
saygılar ile.