Zemheri ( Gönül Pınarı )Mayıs’da zemheriyim,Ağustos güzündeyim Âsûmân’a bakarken hicrân ve hüzündeyim Maverâ’nın üstünde,zerre’nin gözündeyim Mecnun’un Leyla’sında meczûbun özündeyim Ölüm dirim lâfz’ının gönüllü ölündeyim Izdırâb yangınının sönmemiş külündeyim Rüyaların sır’rında yolların çölündeyim Dertli akan pınarın kurumuş gölündeyim Sonbaharda gazel’im baharın gülündeyim Bulutlarda yağmurum mehtâb’ın tülündeyim Şu karşıki dağların yeşili düzündeyim Sevdalarda tükenmiş hasretin sözündeyim Bülbül’ün kanadında güllerin yüzündeyim Pervane’nin aşkında yanarken közündeyim Mevlânâ’nın derdinde, Şems-i Tibrizindeyim Hakikat dergâhında, mâ’na lebrizindeyim Sükût’taki sözlerin sır’lı vecizindeyim Çöllerin ortasında serâp denizindeyim Masumun gözyaşında yetimin dizindeyim Yunus’un sofrasında nur dolu izindeyim Şair’in kalem’inde şiirin içindeyim Heplerin yoklarında,varların hiçindeyim Yerde yatan yoksulun kahırlı dilindeyim Hicrân’ları okşayan hasretin elindeyim Dağlardan çılgın akan suların selindeyim Tarlada çiftçilerin tırmık ve belindeyim Bulutların üstünde yıldızın peşindeyim Uykusuz gecelerde sabahın beşindeyim Kaf dağının üstünde zümrüt zeberceddeyim İncir’in gözyaşında ruh-i mücerred’deyim Yesevi’inin aşkında sevgi şevkâtindeyim Dünya denen yalan’ın şeb-i firkatindeyim Beynin cendere’sinde gözün berisindeyim Zaman’dan fersah önde,adım gerisindeyim Gönlümü nokta nokta çalan birisindeyim Gönlüm benden uzakta, ölü dirisindeyim Sayılarda sıfırda dokuz serisindeyim Kâinat’ta hesabın kez ve keresindeyim Rüya’nın dışındayım hayâl’in eşindeyim Bedenimden uzakta gölgemin peşindeyim Bir cinnet hâli bende akılda niçindeyim Kıyamet alâmeti zuhûrun hiçindeyim Nefeslerin şifresi sonsuzun işindeyim Liyâkat meclisinde gerçeğin dişindeyim Fatih’in kılıcında Yavuz’un gezindeyim Merhameti ağlatan sevginin bezindeyim Bağban’ın bahçelerde gülü derişindeyim Ölüm’ün her canlıyı yere serişindeyim Kara kışta tufanım zamanın rengindeyim Riyaziyat ilminde sıfırın dengindeyim Bilmediğimi bildim bilenin sengindeyim Sevdaya yelken açmış bilinmez engindeyim Efsûni seherdeyim ilmin kertesindeyim Merhametin sesinde hayâ perdesindeyim Gâm dağında çileyim mahbub’un elindeyim Aşkı deryâdan taşmış tufanın belindeyim Firâk’ın çığlığında vuslat’ın günündeyim Ruhum benden uzakta gölgemin önündeyim Çiçeğin polen’inde günün gecesindeyim Bülbül’ün lisân’ında aşkın hecesindeyim Hasretli gönüllerin kanar yâre’sindeyim Bin parçaya bölünmüş sine pâresindeyim Dervişin cezbe’sinde tesbihde zikrindeyim Vatan sevdalısında teşbih’te fikrindeyim Hamaset rüzgarının gönülsüz seyrindeyim Siyaset mevta’sının iflahsız fevr’indeyim Suçluların suçunda cemiyyet derdindeyim Cinnetli cemiyyetin cinnetsiz ferdindeyim Çoban’ın kavalında neyzen’in ney’indeyim Öz yurdunda muhacir gurbetin heyindeyim Yetimin gözyaşının tutuşmuş hepindeyim Cephede Allah diyen askerin kepindeyim Neden ve niçinlerin sancılı bahsindeyim Mazinin kıskacında ati’nin hapsindeyim Kalplerdeki mühürün tarifli dersindeyim Sözlerimin ardında yalanın tersindeyim Aşıklar meclisinde sazların telindeyim Ölüm yalnızlığının kan akan dilindeyim Makberi’yim yazılan yazı kalemindeyim Yazılmaz yazıların sonsuz elemindeyim.. Makberî - Ahmet Akkoyun |
Yazılmaz yazıların sonsuz elemindeyim..
Makberi yaşayan bir değer inşallah bir gün olması gerektiği yerde olur
tebrikler selam ve sevgimle