EL VERME
EL VERME
günü geçmiş bir hüzün yüzünde mecalsiz, alaturka bir aşk yazgısı ve tarifi yazılmamış eski aşk kırıkları ile yüzünü vurma sesime ve senime zamansız...alıp başını git ne olur annem kadar çok, babam kadar az tarihi eski bir aşk, alafranga bir enkaz çocuğum ve sesim susmuş kendi aksinde sesini vurma sesime, el verme Sesin kan kadar sıcak, soğuyarak Sırtına çöl mevsimini de alarak gidiyorsun Dudakları sarkmış, lal sokağın Karanlık yüzüne doğru Yüzsüzlüğünü de alarak Gözlerin cam kadar soğuk ve saydam Gözlerimi çalan uykumu da al Yazlar, kışlar, kendini boğan bozgunlar Yutkunarak kusuyorum Kusurlu yazgıma el verme Ayakların bir avuç kırmızı Ateş gibi basıyorsun Üç çift, otuzaltı kez Eşiği eğilmiş kapının Anahtarsız yüzüne Yüzsüzlüğünle eğilerek Okyanus gözlerime El verme... İ.K. |