Kırkikindi Yağmurları
Başkentin ruhları bunaltan
Sıcak yaz günlerini, Nefesiyle serinleten Kırkikindi yağmurları... Küllenmiş Hicran ateşlerine dökülen Benzin sağanakları sanki... Gül yaprağından süzülen Yağmur damlaları mı? Yoksa gözlerinden Akan yaşlar mı? Sevgilim, Gönlüme böylesine dokunan, Anlayamam... Biz, iki firari âşık, Yasak sevdalarda, El ele dolaşırken umarsız, Takılı kalmış aklımız, Beklenmeyen vedalarda... Ağlamak isterim: Düğümlenir boğazımda hıçkırıklar, Kuruyuverir gözlerimde yaşlar, Yapışıverir birbirine kirpiklerim, Ağlayamam... Serinletir kırkikindi yağmurları, Hasretlere mülteci yaz akşamlarını... Ayrılığa ayarlı saatin alarmı Susmalı, şaşırmalıydı o anı... Gözlerin ‘’gitme, kal’’ diyordu, Tırnakların ellerime batıyordu, Hırsımdan dudaklarımı ısırıyordum, Kendi kendime ‘’Ayrılığın sebebi, Kırkikindi yağmurlarıdır’’ diyordum... Tam bu sırada Alarmını duyuyorum saatin, Veda vakti biliyorum: ‘’Elveda sevgilim, elveda, Tüm yaşanmışlıklara...’’ Bırakıp gidemem asla, sensizliğe Katlanamam Dağınık saçlarından Akşam esintisiyle gelen Lavanta kokuları, Kirpiklerinde ışıldayan damlalar, Göğsünden yükselen İsyankâr hıçkırıklar, Cevabın oluyor, Bu sonsuz vedaya... Kaskatı donup kalıyorum, Senden asla Ayrılamam... Ayrılık deminde sevda güllerini, Göğsüne taktım solmasın diye, Gizemli tüllerle sardım gözlerini Başka biri kalbine girmesin diye... Ankara’da Serinletse de kırkikindi yağmurları, Hasretlere mülteci yaz akşamlarını, Faydasız, yazık ki sevda yangınlarına... Artık iznim yok bu yağmurlara, Hiçbir zaman yağmasın ne olur, Çünkü tahammülüm kalmadı sevgilim, Daha fazla yanmalara, Dayanamam... Selami ATEŞ |
ne güzel çiseledi şiir
şaire selam olsun
muhabbetle...