gözünü hırs bürümüş ki adem oğlunun kardeşini bile tanımaz, ruhu huzur bulmaz, güzelliği görmez kendi dilinde konuşmayanı anlamaz bataklıkta debelenip duran yaralı bir hayvan gibi dışına çıkmadıkça insan kendi sefil eğretiliğinin, ruhun yakarışlarına hiçbir merhem deva olmaz
güneşi görmeden göçüp giden solucanlar gibidir kimisi böylesi varoluş acınası gelir civanmert olana diğerkam olan anlar insanlık halini hissizleşerek cam göz olmak, bütün çiçekleri koparmak neye yarar solacakken hepsi ellerinde...
neyi beklersin? bir gün baş edilmez bir kabadayı kılığında gelip kaybettiğin sağduyunun sen kendini ne sanıyorsun bre gafil demesini mi yaşam envanterinde borçlu olduklarını görebiliyor musun?
kaybetmeden değerini anlayamadığımız sevgiler gibi bize yakışmadığını kavrayamadığımız aç gözlülüklerimiz var haris yürüdüğü yolda kimliğini kaybeder de bilemez bilmek için hissetmek görmek için kutsamamak sevmek için istidat gerekir
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Haris şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Haris şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
daha önce de defalarca okuduğum ve hem çok şeyler yazmak isteyip hem de ardıma bakmadan kaçmak istediğim bir şiiriniz bu...insanın kendisiyle yüzleşmesi gibi belki, belki içine yolculuk yapmasını sağlayan bir bilet gibi...ve hatta dönüşsüz bir sefer de olabilir bu, içine gidip içinden dışına çıkamamak...hepimizin aç gözlülükleri oluyor zamanın içinde, hepimizin veryansın edip bir kalemde sildiğimiz değerlerimiz ve sonrasında yana yakıla aradığımız sevgilerimiz var...bir hiç uğruna paramparça ettiğimiz dünyalarımız ve akabinde o dünyayı tekrar kurma çabalarımız var...gelin görün ki, hayatta bazı şeyler insanın karşısına bir veya bir kaç kez çıkıyor...hani bir şans oyunu gibi, her gün nasıl milli piyangodan veya lotodan para çıkması mümkün değilse ve hatta bazı insanlara hayatı boyunca hiç denk gelmiyorsa, bu da onun gibi bir şey aslında...önümüze çıkan güzelliklerin idrakında olmak ve hak ettikleri değeri vererek tüketmeden yaşamak, bir ömre yaymak belkide...bunu başarabilsek işte o zaman hepimiz mutlu olacağız kim bilir?neleri tüketmiyoruz ki süreçte? dostluklarımız, evliliklerimiz, aile ilişkilerimiz, kendimiz, zamanımız, paramız, sevdalarımız...öyle çok ki tükettiklerimiz...ya peki kazandıklarımız? yaşam envanterine baktığımız zaman borçlu olduklarımız karşımıza çıkıyor daha çok...ve düşünüyorum da, insan bu borcu üzerindeyken, nasıl kapar gözlerini hayata...bir başka dünya daha var mı bilmiyorum, ama tek bildiğim şey, insan bu dünyada yaşarken vicdanını çekmeli temize öncelikli olarak hem kendine, hem etrafındakilere karşı...
evet şair,aslında sabaha kadar üzerinde yazsam, düşünsem, anlatsam bitmeyecek bir konuyu ele almışsınız ve öyle güzel anlatmışsınız ki, kaleminizin ustalığından akarken kelimeler daha, insan sorguluyor kendini ve yaşamdaki yanlışlıkları...
teşekkürlerimi ve saygılarımı bırakıyorum bu çok güzel şiirinizin altına...her daim şiirle, dostlukla...
evet şair,aslında sabaha kadar üzerinde yazsam, düşünsem, anlatsam bitmeyecek bir konuyu ele almışsınız ve öyle güzel anlatmışsınız ki, kaleminizin ustalığından akarken kelimeler daha, insan sorguluyor kendini ve yaşamdaki yanlışlıkları...
teşekkürlerimi ve saygılarımı bırakıyorum bu çok güzel şiirinizin altına...her daim şiirle, dostlukla...