AZRAİLİ GÖRDÜM..
Sarayına girer bir adam Hz.Süleymanın,
Hayati bir mesele aman beni bırakın, Hemen beni huzura ne olur çıkartın, Ona söyleyeceğim var yalnız bırakın. Hayrola derdin nedir,telaşlısın niye? Bana söyle derdini de olayım çare, Adam-Bu sabah gördüm Azraili de(as) Aldı sanki canımı,baktı hışımla öyle. Peki ne yapabilirim ben burada sana, Yalvardı adam,yolla beni Hindistana, Ey canlar koruyucusu,mazlum sığınağı, Rüzgara emrette göndersin beni oraya. Azrail(as) belki o zaman bulamaz beni, Böylece kurtarırım ondan belki canımı, Medet Ya Süleyman (as) kurtar ne olur beni, Kimseden yardım yok,bilirsin severim seni. Acıdı adama rüzgarı çağırdı huzuruna, Götür bunu hemen,Hindistandaki bir yere, Rüzgar esti,kükredi,attı ,adamı havalara, Yolladı Hindistandaki,çok uzak adalara. Hz.Süleyman(as) topladı öğleyin divanı, Gördü bir anda karşısında dostu Azraili, Ey Azrail arkadaşıma niye öyle baktın? Neden o dostumu bu kadar çok korkuttun? Azrail cevap verdi-Ey dünyanın sultanı, Bakmadım ona hışımla,baktım hayretle, Yanlış anladı beni,hemen korkuya kapıldı, Beni karşısında görünce, öleceğini sandı. Görünce çok şaşırdım,burada o dostunu, Almamı emretti,o saatte onun canını, Hindistana git bu akşam,onun al ruhunu, Şaşırdım burda görünce,o merhum dostunu. Bu nasıl iş,o nasıl gidecek Hindistana, Baktım bu nedenle,korkutarak güzel dostuna, Bir de ne göreyim,o zat Hindistana gelmiş, Allahın emri vaktinde, önümde belirmiş. Ecel bir kula geldiği zaman hemen olur, Ne bir saniye ileri,ne de geri kalır, Nefesler sayılıdır,her gün bir bir tükenir, Sayılı günler tükenir,her canlı bir gün ölür. 06.05.2011-Kırıkkale Hidayet Doğan ..................................... I SEE AZRAIL .. A man enters the palace of the Prophet Sulayman, It’s a vital matter, oh leave me, Please bring me to peace, I have to tell him, leave it alone. What is your problem with Hayrola, why are you hectic? Tell me, let me remedy your trouble, Adam-I saw the Azrael this morning (as) It seemed to take my life, he looked like that. So what can I do to you here, Begged man, send me to India, O guardian of souls, refuge of the oppressed, You send me there on command to the wind. Azrail (as) may not find me then, So that I can save my life from him, maybe Medet Ya Süleyman (pbuh) save me, please, No help from anyone, you know I love you. He summoned the wind to the man in pain, Take it now somewhere in India The wind blew, roared, threw, the man into the air, To the far away islands in India. The Prophet Solomon (pbuh) gathered the divan at noon, Suddenly he saw his friend Azrael, Why did you look at my friend Azrail like that? Why did you scare that friend so badly? Azrail answered-O sultan of the world, I did not look at him in a hurry, I looked at him in amazement, He got me wrong, he immediately frightened, When he saw me in front of me, he thought he was going to die. I was very surprised to see that friend here, He ordered me to take his life at that hour, Go to India tonight, take her soul, I was surprised when I saw that deceased friend here. How is this, how will he go to India, Therefore, I looked at your beautiful friend in fear, And what should I see, that person came to India, He appeared in front of me at the time of God’s order. When fate comes to a servant, it happens immediately, Neither a second forward nor backward, Breaths are numbered, they run out one by one every day, Counted days run out, every living being dies one day. 06.05.2011-Kirikkale Hidayet Dogan |