* İçimde Çocuksu Bir İstanbul *
* İçimde Çocuksu Bir İstanbul *
Susuz yaz, eski bir özlemdir yalnızlığıma sayfa sayfa uzanır gider buruk yüzüne zamanın içimde çocuksu bir hıçkırık, yırtar kafesini ne zaman söz etsem İstanbul’dan liseli kızların hüzülnü saçları kalır elimde düşümde sinemalarda ayak sesleri nasıl anlatsam ki bir susuz yaz filmi, baş rolde Hülya Koçyiğit, buzlar çözülürken Antony Quin filmini mi yoksa Üsküdar İskelesini mi? Suphi Kaner, Fatma Girik ikilisi ne çok özlemim var onlara her biri unutulmayan birer anı şahdamarımda kalan meğer çok unutulmuş, ve çok çoğalmışım o eski anılara. Sesler geliyor hâlâ Taksim sinemalarında Sophia Loren’in gala gecesi, dalıp gidiyorum bir tramvay homurtusudur eksilmeyen arka sokaklarda sarhoş naraları kalabalık arasında geçen Zeki Müren, Yılmaz Güney yazlık sinemaların afişleri hep aklımda Ayhan Işık, Eşref Kolçak, Orhan Günşiray daha niceleri düşündükçe, içimin sıcaklığı yeniden alevleniyor o eski günlere. Denize bakıyorum Galata Köprüsünden dalgalar kızıla giyinirken her akşam çığlık çığlığa uçan martılar ay bulutlarla dudak dudağa Çamlıca tepesinde ah...kaç bahar kaç güz sende yaşamışım İstanbul bu nasıl bir sevdadır çözemedim. Nuri Dağdelen 11.010.2012 Saat 20.30 |
dalgalar kızıla giyinirken her akşam
çığlık çığlığa uçan martılar
ay bulutlarla dudak dudağa Çamlıca tepesinde
ah...kaç bahar kaç güz sende yaşamışım İstanbul
bu nasıl bir sevdadır çözemedim.
Nuri Dağdelen Bey şiir çok güzeldi kutlarım saygılar...