"büyük adam küçük aşk"ah Bukowski! zembereği bozuk eski bir saat gibi titrettin içimdeki eti açtın musluğu, saldım zehirli sularımı ağzından içeri sen ki kaldırdın yüreğimdeki o tenteyi ısırdı sonra kara sinekler senin öptüğün yerleri kırmızıya boya beni iç sonra kana kana dudaklarımdan akan kızıl badeyi ben ki çok düşündüm o kırmızıda boğularak, her sabah intihar etmeyi ya Bukowski! dilindir kasıklarımda çıkan yangının faili şimdi nasıl çekersin içimdeki ürkek kısrağın gemini o ki tatmıştır senin zehrini nasıl bulunur söyle bu aşkın panzehri ağzım karanlık, ıslak bir mağara şimdi hadi gir içeri ışıt beni em bir sünger gibi karanlığın mahremini ezberlet bana içindeki en temiz günahın ayetini 1950 lerde yaşamak vardı şimdi seni jir-mç |