Bir sevda hikayesi, bir hüzün bizimkisi,
Arada uzun yollar, uzaklar da bir diyar,
Bir tarafta Aras var, Hazar’da ötekisi,
Feryat etse sesini, acaba kimler duyar…!

Yürek yakan bu sevda, elbet de karşılıklı,
Hazar ay kadar güzel, Aras pek yakışıklı,
Bir millet bir kavimken, ayrı düşmek acıklı,
İkisi de Türk’türler, ikisi de Oğuzlar…!

Bilir misin bu gün ben, kuşlarla haber saldım,
Kavuşmak için sorup, biçaresine kaldım,
Neden sonra o kötü, acı haberi aldım,
Kuşların efendisi, çırpınıp bize ağlar…!

Dedi ki Anka kuşu, asla buna yok meyil,
İster git yalvar ister, Ağrı önünde eğil,
Dağları delseler de, kavuşmak mümkün değil,
Arada ermeni var, dünya kadar engel var…!

Bütün dünya bilir ki, kavuşursak sultanım,
Hazar benim tek aşkım, Hazar benim vatanım,
İşte tam da bu yüzden, ben dünya ya düşmanım,
Ayıran bizi onlar, kan emen canavarlar…!

Sorun biraz büyüktür, arada var yaş farkı,
Biri yirmi birin de, diğeri aştı kırkı,
İşte bu hikâye de, böyle hüzünlü şarkı,
Dinledikçe ağlarsın, ney’ler acıklı çalar…!

Ben yazarken ağladım, sen okurken ağlama,
Ağlayıp da Aras’ın, yüreğini dağlama,
İsyanını bastırsın, elindeki bağlama,
Bağlamaya his veren, o ellere kurban yar…!

Aras’tan Hazar’a dek, iki türlü bakarsan,
Onlar gibi coşarak, onlar gibi akarsan,
Okuduğun hikaye, bir gizem var anlarsan,
Aşıktır iki ülke, ülkeler de aşıklar…!

Tolga Aras 08.05.2012